Birçok endüstriyel ürün sızdırmaz olmalıdır. Örneğin, gıda, kozmetik veya ilaç ambalajlarının yanı sıra otomotiv endüstrisindeki ışıklar, elektronik veya plastik bileşenler gibi ürünler. Ancak üreticiler, ürünlerinin sızdırmazlığını nasıl test edebilir? Önde gelen sızıntı testi ekipmanı tedarikçisi olan WITT'in satış müdürü Geert Elie, bu röportajda muhtemel durumlara genel bir bakış açısı sunmanın yanında avantaj ve dezavantajlara değindi. 

Sayın Elie, ürünlerini sızıntılara karşı test etmek isteyen müşterilere ne önerirsiniz?

En yalın çözüm, bir su banyosunda test etmektir. Bu çok basit ancak etkili bir yöntemdir. Test numunesi su altında tutulur ve test cihazı yükselen hava kabarcıklarını izler. Sezgilere dayalı bir yol. 

Bisikletin iç lastiğine yama yapmak gibi diyebilir miyiz? 

Evet, kısmen benziyor. Ürünün şişirilmemesi ve vakum odasında test edilmesi kısımları dışında. Ürün kendi kendine şişiyor ve sızıntılardan kabarcıklar çıkıyor. Önemli olan şu: Sadece ambalajda sızıntı olduğunu öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda sızıntının yerini de hemen anlarsınız. Bu, prosesteki zayıf noktaların tespit edilmesini ve ortadan kaldırılmasını sağlar. LEAK-MASTER® EASY ürünümüzün bu kadar çok müşteri tarafından kullanılması boşuna değil.

Peki, hangi ürünler bu şekilde test edilebilir?

Pratikte sızdırmaz olması gereken her şey. Bu genellikle ambalaj oluyor. Örneğin, boru şeklindeki torbalar, dik duran poşetler veya ısıyla şekillendirilmiş tepsiler, hatta vakumlu paketleme EASY ile test edilebilir. Çoğunlukla et veya sosis ürünleri, salata, ekmek, atıştırmalıklar, süt ürünleri, evcil hayvan yemleri ve mamaları veya tıbbi ürünler hakkındadır. Popüler kahve kapsülleri bile ihtimal dâhilinde. Işıklar, baloncuklu naylon veya plastik parçalar da sızdırmaz olmalıdır. 

O zaman su banyosu mükemmel çözümdür diyebilir miyiz?

Gerekliliklere göre değişir. Mesele sadece sızıntıları kontrol etmek ve sızıntı kaynaklarını bulmaksa, bu cihazlar gerçekten çok iyi. Ancak elbette kısıtlılıklar var: Suda test yapmak genellikle ürünü artık satışa çıkaramayacağım anlamına geliyor. Ayrıca, test manuel olarak gerçekleştirilir. Bu, personele oldukça yüksek talepler getirir ve sonucu etkileyebilir. Birçok müşteri bilinçli olarak benden daha standart hale getirilebilir bir yöntem istiyor.

Onlara ne cevap veriyorsunuz?

Spesifik test gazı ve sensör teknolojisini kullanan bir sızıntı testi. LEAK-MASTER® PRO 2 ile CO2 sensörleri kullanarak ilgili ürünlerin sızdırmazlık düzeyini belirleyen bir cihaza sahibiz. Burada da, sızıntı yapan ambalajdan gaz çekmek için bir test odasında bir vakum oluşturulur. Vakum ve ölçüm süresi gibi parametreler müşteri tarafından önceden tanımlanarak testin otomatik olarak yapılması sağlanır. Ölçümün sonunda PRO 2, dönen bir ışık sinyali aracılığıyla sonucu görüntüler. Cihaz örneğin kırmızı renkte yanıyorsa CO2 tespit edilmiştir ve ürün sızıntı yapıyor demektir. Bu nedenle test, denetçiden tamamen bağımsızdır ve sonuç olarak da standardize edilmiştir ve tekrarlanabilirlik özelliğine sahiptir. Elbette her şey dijital olarak belgelenir ve veriler dışa aktarılabilir. 

Bu testler ne kadar sürüyor ve bu şekilde hangi büyüklükteki sızıntıları tespit edebilirim?

Ambalajda ne kadar fazla CO2 olursa, sızıntıyı o kadar çabuk tespit edebilirsiniz. Kural olarak, 8-10 saniye genellikle yeterlidir. Prensip olarak, 10 mikrometre veya daha büyük sızıntılar güvenilir bir şekilde tespit edilebilir. Yani, tam da üreticiler için sorun teşkil eden mikro sızıntılar. CO2 testinin önemli bir avantajı da tahribata sebep olmaması. Test edildikten sonra sızdırmaz ambalajlar sorunsuz bir şekilde satışa sunulabilir. Bu, atık ve maliyet tasarrufu sağlar.

Bir kullanıcı ne zaman su banyosunu, ne zaman CO2 ünitesini tercih etmelidir?

Tekrar ifade etmek gerekirse, su banyosu cihazları en ekonomik yöntemi sağlar. Başarısı uzun yıllar boyunca kanıtlanmış ve sorunsuz bir şekilde çalışır. Ürünümün nereden sızdırdığını öğrenmek istersem her türlü bir su banyosuna ihtiyacım var. Üründe CO2 yoksa veya vakumlu bir paketim varsa, su banyosu en iyi seçenek.

Daha fazla standardizasyon ve otomasyon için CO2 üniteleri iyi bir seçim. Çünkü bir müfettiş tarafından denetlenmeleri gerekmiyor. Sonuç, uzun bir çalışma gününün sonunda yapılan sayısız testten sonra dahi güvenilir. İkinci nokta: Sızdırmazlığı ürüne zarar vermeden test edebilirsiniz. Ve son olarak, düzenli su değişimi ve temizlik gerektirmediğinden, susuz test daha temiz ve daha az karmaşık.

İdeal olanı ifade etmek gerekirse, bende her iki cihaz da var. CO2 cihazı ile tüm noktasal kontrolleri güvenli bir şekilde ve hasar vermeden gerçekleştiriyorum. Paketlerin birinde sızdırma varsa, sızıntının yerini tespit etmek ve zayıf noktayı telafi etmek için su banyosunu kullanabilirim.

Ancak rastgele örnekleme yapıldığında, bir üründe sızıntı olması ve buna bağlı olarak kalitede kayıp yaşanması mümkün. Peki, bunu güvenilir bir şekilde nasıl önleyebiliriz?

%100 kesinlik elde etmenin tek yolu %100 inceleme. Bu nedenle, genellikle hat içi bir çözüme ihtiyaç var. Burada da CO2 sensörlü makineler iyi bilinen bir çözümdür. Tıpkı, tüm dünyadaki gıda üreticilerinin kusursuz paketleme ve buna bağlı olarak ürün kalitesini sağlamak için kullandıkları LEAK-MASTER® MAPMAX gibi.

Tam olarak nasıl çalışıyor?

PRO 2'de olduğu gibi, MAPMAX tüm paketleri paketleme makinesinden alır. Odada bir vakum oluşturulur ve sensörler CO2 kaçağını tespit eder.

Peki, sızıntı tespit edildikten sonra ne oluyor?

Direkt cihaz üzerinde bir alarm var. Sızıntı yapan paketler fiziksel olarak da reddedilebilir. Dediğim gibi, her şey tamamen otomatik. Dahası, çok hızlı ve güvenilir. MAPMAX, dakikada 15 devire kadar yönetebilir.

Ancak çoğu makine dakikada 15 devirden daha hızlı paketleme yapıyor?

Çoğu durumda MAPMAX, bütün olarak partileri veya kartonları doğrudan test etmek için kullanılır. Piyasada pakete bir silindir aracılığıyla basınç uygulanan daha hızlı makinelerin olduğu doğru. Ancak bu yöntem oldukça ilkel ve yalnızca çok büyük sızıntıları bulabiliyor. Bu, çoğu ürün için yeterince iyi değil. Aslında, dış ambalajın test edilmesi en güvenli olan yoldur çünkü test sürecin en sonunda yapılmış olur. Bundan sonra ambalaja el değmez ve hasar verilmez.

Bu durumda, hat içi testler için sızıntı tespit sürecinin sihirli değneği diyebilir miyiz?

Rastgele testin mi yoksa hat içi testin mi gerekli olduğu büyük ölçüde ürüne, paketlemeye, sürece, Son Kullanma Tarihine ve bir de dağıtım kanallarına bağlıdır. Ancak her halükârda, hat içi test maksimum güveni sağlar.