Belçika merkezli unlu mamüller üreticisi La Lorraine, Türkiye pazarını sevdi. Markanın Avrupa kıtası dışındaki ilk yatırımı olan Türkiye fabrikasının başarılarından memnun kalan ve potansiyeline inanan şirket yönetimi, önümüzdeki yıllarda yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor. 

20 yılı aşkın süre gıda sektörünün öncü firmalarında üst düzey yöneticilik yapan ve Mayıs ayında La Lorraine Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Genel Müdürlüğüne getirilen Lisani Atasayan, ilk röportajını sektörün uluslararası mecrası olan BBM Dergisine verdi. 

Türkiye’de 7 yılda güzel işlere imza attıklarını belirten deneyimli yönetici, 2022 için tüm planlarının hazır olduğunu ve kendilerine agresif büyüme hedefi koyduklarını belitti. Önümüzdeki dönemden çok ümitli olduğunu söyleyen La Lorraine Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Genel Müdürü Lisani Atasayan, müşteri memnuniyeti ilkesinden yollarına devam ederek tüketicilere yepyeni ve inovatif ürünler sunacaklarını kaydetti.

Türkiye’ye özel tatları yurt dışına ihraç ederek adeta Türk Mutfağının gönüllü elçiliğini yapan Belçikalı La Lorraine’nin deneyimli yöneticisi Lisani Atasayan’ın BBM Dergisi’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle: 

Merhaba Sayın Atasayan, röportaj talebimizi kabul ettiğiniz ve vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Bize kendiniz ve şirketinizin çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çalışma hayatıma 1997 yılında Coca-Cola İçecek’te Finansal Planlama Analisti olarak başladım. 23 yılı aşkın süre Coca Cola İçecek’in farklı bölümlerinde üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra 2011 - 2014 yılları arasında Coca-Cola İçecek Azerbaycan Genel Müdürlüğü ardından da 2014-2017 yılları arasında Coca-Cola İçecek Türkiye Genel Müdürlüğü’nü yürüttüm. Son olarak da Coca-Cola İçecek Asya Bölge Başkanı olarak 5 ülkeye liderlik ettikten sonra Mayıs 2021 itibariyle La Lorraine Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Genel Müdürü görevine geldim. 

La Lorraine, 82 yıl önce kurulmuş Belçika menşeli bir şirket. Türkiye pazarına ilk önce ithalat ve Migros ile 2014 yılında girdi. 2016 yılında Manisa OSB’de fabrikamız kuruldu. Bu fabrikaya kurulduğumuz günden bugüne kadar yaklaşık 65 milyon Euro yatırım yapıldı. 

Bugüne geldiğimizde ise Türkiye genelinde 160 çalışanımız ve de 300 kişilik bayi ağımızla 1.200’den fazla Migros mağazası ve 10.000 üzerinde noktada La Lorraine ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturuyoruz.

Firma olarak Türkiye yatırımlarınız belli bir büyüklüğe ulaştı. Bundan sonraki yatırım hedefleriniz nelerdir? Kısa ve uzun vadeli yatırım hedeflerinizi anlatabilir misiniz? Hangi ürünlere yönelik yatırım düşünceniz var?

Türkiye yatırımı La Lorraine’in Avrupa kıtası dışındaki ilk yatırımı oldu. Belçika’daki merkezimiz, Türkiye pazarının potansiyeline ve Türkiye’ye çok inanıyor, bu çerçevede geçmişte büyük yatırımlar yapıldı ve önümüzdeki yıllarda da bu yatırımlara devam edeceğiz. Benim sorumlu olduğum diğer coğrafyalarda da benzer potansiyeli görüyoruz. Doğru yerde ve doğru zamanda yatırımlarımıza devam edeceğiz. İlk önceliğimiz Türkiye’de var olan potansiyel ile büyümek. Şirket olarak Türkiye’de sadece 7 yıldır varız, son 7 yılda güzel bir ivme yakaladık, bunu daha da hızlandırmak istiyoruz.

Covid-19 pandemisi sizi nasıl etkiledi? Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen hotel, restoran ve kafeteryaların kapalı kaldığı dönemde siz neler yaptınız? Müşterilerinize ne gibi destekler verdiniz?

Tüm dünyada olduğu gibi Covid-19 pandemisi gerek ülkemizi ve gerekse şirketimizi olumsuz yönde etkiledi. Bu süreçte çalışanlarımız işlerini olabildiğince evlerinden çalışarak yönettiler. Özellikle kapalı olan kanallar ve Merkez Ofis’teki çalışanlarımız büyük bir özveri ve tutku ile açık olan kanallardaki marketlerde güzel bir takım çalışması örneği sergileyerek sahadaki arkadaşlarına destek oldular. 

HORECA sektöründeki iş ortaklarımızı ise kapalı oldukları dönemde hiç yalnız bırakmayarak sürekli iletişim halindeydik. Açılış dönemi geldiğinde ise önceliğimizi HORECA’ya vererek stok yönetimi yaptık. Pandemi sürecinde ise olabildiğince müşterilerimize vade konusunda destek olmaya çalıştık.

La Lorraine birçok Türk lezzetini dünyaya açıyor. Farklı börek ve ekmek çeşitleri dünyaya ihraç ediliyor. La Lorraine Türkiye olarak en büyük ihracat pazarlarınız nereler? Bu konuda bize bilgi verebilir misiniz?

Bugün fabrikamızda ürettiğimiz ekmek, börek ve kruvasan çeşitlerini Avrupa ve Orta Doğu coğrafyalarına ihraç ediyoruz. Bu bölgelerde ürünlerimiz gerek tat ve gerekse kalite açısından çok beğeniliyor. Örneğin ıspanaklı ve patlıcanlı böreklerimizi yöresel lezzet olarak ihraç ediyoruz. Türkiye’ye önceden Avrupa’dan ithal edilen kruvasan çeşitlerini artık Manisa fabrikamızda üretiyoruz. Yaptığımız Ar-Ge çalışmaları sonucunda Türk damak tadına uygun olarak peynir dolgulu kruvasan ürünümüzü geliştirdik. Bu çalışmaların sonucundan da Orta Doğu’da çok sevilen bir lezzet olan zahteri kruvasan ile birleştirerek ‘zahter dolgulu kruvasan’ı geliştirip, bu ülkelere ihraç etmeye başladık. Bugün Avrupa’dan donut ithal ediyoruz, ürün geliştirme departmanımız Türk damak tadına uygun lezzetlerde donut geliştiriyor. 

Türkiye olarak en büyük ihracat pazarlarımız Avrupa ve Orta Doğu. Bugün Avrupa’da 4 ve Orta Doğu’da 6 ülkeye Manisa fabrikamızda ürettiğimiz ürünlerle ihracat yapıyoruz.

Unlu mamüller kategorisine baktığımızda birçok kategoride ürünlerimiz olmakla birlikte ürünlerimizin olmadığı kategoriler de mevcut. Şirket felsefemiz içerisinde bulunduğumuz kategorilerde her açıdan ürün lideri olmak, bu çerçevede ürün lideri olabileceğimiz her kategoride uygun olduğu takdirde yatırım yapmaya hazırız.

Dünyada ve Türkiye’de donuk ürün pazarı ile ilgili düşüncelerinizi ve beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız? Donuk ürünler bir yandan da ekmek israfına bir çözüm olarak sunuluyor. Sizin ürünleriniz israf konusunda ne gibi avantajlar sunuyor? 

Biz gerek market, kafe, otel ve benzeri kanallar gerekse de evlerinizde istediğiniz zaman istediğiniz miktarlarda taze ve sıcak tüketebileceğiniz koruyucu katkı maddesi içermeyen ürünlerimizle güzel bir deneyim sunuyoruz. İhtiyacınız olan zamanda ihtiyacınız olan miktarda bizim ürünlerimizi 10-15 dakikada taze ve sıcak olarak pişirebiliyorsunuz, bu sayede büyük bir israftan kurtulmuş oluyoruz. 

Türkiye’de günde yaklaşık 85 milyon ekmek üretiliyor ve bunun yine 6 milyonu israf oluyor, bu da yılda 2 milyar ekmeğin israf olması demek. Ama La Lorraine’den taze donuk ürünleri kullandığınız zaman israfa gidecek ürünü taze pişirerek elinizin altında tutabiliyorsunuz. Bu da her ürünü taze, sıcak ve israftan uzak bir şekilde tüketebileceğiniz duruma geliyor. 

Gelecek dönem planlarınız nelerdir? Türkiye piyasasına yeni ürünler getirme veya Türk ürünlerini dünyaya açma çalışmalarınızda yeni ürünler var mı?

Türkiye’nin yeme içme kültürü çok zengin olduğu için burada çok ciddi fırsatları görebiliyoruz. Lokal lezzetler kullanarak farklı ürünler geliştirebiliriz. Mesela börek. Biz bugün Orta Avrupa’ya, Doğu Avrupa’ya börek ihraç ediyoruz. Bizim böreklerimizi çok beğeniyorlar. En son geçenlerde közde patlıcanlı börek çıkarttık. Bu Türkiye’ye özgü bir şey, Avrupa’da közde patlıcan bilinen bir pişirme yöntemi değil. Bunları hep bir fırsat olarak ürünlerimize yansıtıyoruz. 

Şirket olarak uygulanabilir olduğunu düşündüğümüz ve ürün lideri olabileceğini düşündüğümüz bütün kategorilerde yer almak istiyoruz. Bu tabii ki zamanına bağlı, o kategorinin istediğimiz koşulları sağlayıp sağlayamadığına bağlı, fizibilitesine bağlı. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra Türkiye’ye yatırımlarımız devam edecek. 

Türkiye ve Türkiye’nin hinterlandında bulunan pazara yönelik hedefleriniz nedir?

Şirketin Avrupa dışındaki ilk yatırımı Türkiye. Türkiye’den sonra bizim coğrafya olarak biraz daha doğumuzda olan Rusya. Dolayısıyla şirket, potansiyeline inandığı ülkelerde yatırım yapmaktan hiçbir zaman imtina etmiyor. Dolayısıyla bu benim bulunduğum coğrafyada dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde fırsat veya potansiyel inandığı ülke olduğu takdirde, yatırıma her zaman açık. 

Ham madde ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz? Bu sene kuraklıktan dolayı ülke genelinde buğday rekoltesinde ciddi kayıplar yaşandı. Kuraklık ve pandemi kaynaklı ham madde fiyatlarında yaşanan artışları nasıl görüyorsunuz? Buna karşı ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Tüm ham maddelerimizi lokal üreticilerden karşılıyoruz. Gerek kuraklığın buğdaya etkisi gerek döviz kurlarındaki artış ve gerekse dünyanın içerisinde bulunduğu arz sıkıntılarından dolayı, tüm hammadde fiyatlarında ciddi artışlar görüyoruz. Bu çerçevede şirket olarak mümkün olduğunca hammadde alımlarımızı sabitlemeye çalışıyoruz.

La Lorraine’nin Rusya’da ciddi bir yatırımı devam ediyor. Buradaki yatırımın tamamlanması size nasıl yansıyacak? Firmanızın dünya unlu gıda sektöründeki konumunu anlatır mısınız?

Rusya fabrika açılışı 2022 yazında faaliyete geçiyor olacak. Bu fabrika Türkiye’den sonra Avrupa dışındaki ikinci yatırım olacak. Bu fabrikanın açılışı bizim açımızdan çok bir şey değiştirmiyor olacak. Çünkü Rusya pazarı lojistik fiyatlarından dolayı şu anda ürünlerinin çok büyük bir kısmını Doğu Avrupa’dan alıyor. Rusya fabrikamız tüketicilerine lokal üretim ile ürünlerini sunuyor olacak.

Sn. Atasayan, eklemek istediğiniz, okuyucularımızla paylaşmak istediğiniz başka hususlar var mı?

Gelecek dönemle ilgili olarak hazırlıklarımıza devam ettiğimizi söyleyebilirim. 2022 için tüm planlarımız hazır. Kendimize agresif bir büyüme hedefi koyduk ve bu hedefi gerçekleştirmek adına kendimize güveniyoruz. Ürün liderliği stratejimiz çerçevesinde tüketicilerimizi yepyeni ve inovatif ürünler ile tanıştıracağız. Odağımıza ise müşteri memnuniyetini koymaya devam edeceğiz. Açıkçası ben önümüzdeki dönemden çok ümitliyim.