Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, Mardin’de düzenlenen 2025 Hasat Öncesi Hububat Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tarımda kendine yeten ve dış ticaret fazlası veren bir ülke olduğunu vurguladı. Kongre, başta Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı olmak üzere sektör temsilcileri, akademisyenler ve kamu yetkililerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti.
Ulusal Hububat Konseyi olarak Türkiye’nin 41 ilinde toplantı ve kongreler düzenlediklerini belirten Taşpınar, bu yıl Mezopotamya’nın verimli topraklarıyla bilinen Mardin’de buluştuklarını ifade etti. Hububatın Türkiye ekonomisi ve sosyal yapısı açısından stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Taşpınar, üretim ve ticaret politikalarının bu doğrultuda şekillendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Hububat, Bitkisel ve Hayvansal Üretimin Omurgasıdır”
Türkiye’nin tarım arazilerinin %75’inin hububat üretimine ayrıldığını söyleyen Taşpınar, bu ürün grubunun bitkisel ve hayvansal üretimin temelini oluşturduğunu belirtti. “Hububat üretimiyle ilgili yaşanan sorunların çözümü, tarım sektöründeki birçok yapısal problemin de çözülmesi anlamına gelir,” dedi.
Yıllık ortalama 7 milyon hektar alanda buğday üretimi yapıldığını, bunun da yaklaşık 20 milyon tonluk rekolteye karşılık geldiğini belirten Taşpınar, bu üretimin Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olduğunu söyledi.
“Kuraklık ve Don, Rekolteyi Etkiledi”
2025 yılına dair rekolte tahminlerinde de bulunan Taşpınar, yılın başında yaşanan kuraklık ve don olaylarının bazı bölgelerde hasara yol açtığını söyledi. Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu gibi bölgelerde kuraklığın etkisinin daha belirgin olduğunu dile getiren Taşpınar, buna karşın bazı bölgelerde üretimin arttığını ifade etti. Yağışların devam etmesi halinde uzun yıllar ortalamasına yakın bir rekoltenin elde edilebileceğini öngördüklerini belirtti.
“TMO, Süreci Başarıyla Yönetti”
Son yıllarda yaşanan pandemi, kuraklık ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmelere rağmen Türkiye’nin tarımsal üretimde büyük bir aksama yaşamadığını belirten Taşpınar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) süreci başarıyla yönettiğini söyledi. “2022 ve 2023 yıllarında iyi rekolteyle birlikte TMO, kuruluş tarihinin en yüksek alımlarını gerçekleştirdi. 2024 yılında satışa sunulan stoklarla birlikte 2025 yılı için yeniden alım yapılabilecek pozisyona gelinmiştir,” diye konuştu. TMO çalışanları ve yöneticilerine teşekkür etti.
“Üretim Planlamasında Yeni Dönem”
Tarım sektöründe son yıllarda önemli yapısal değişikliklerin yaşandığını belirten Taşpınar, üretim planlamasının ilk kez yasal zemine oturtulduğunu ve bu çerçevede atıl arazilerin tarıma kazandırılmasıyla birlikte üretimin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulduğunu ifade etti. Ayrıca su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının da bu politikaların önemli bir parçası olduğunu vurguladı.
“Türkiye, Tarımda Net İhracatçı Konumda”
Türkiye’nin tarımda net ihracatçı konumunda olduğunu belirten Taşpınar, 2024 yılında 32,6 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirildiğini ve 5,4 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verildiğini söyledi. Aynı yıl içinde 4,5 milyon ton buğday ithalatına karşılık, 8,5 milyon ton buğday eşdeğeri mamul madde ihraç edildiğini ve bu ihracatın 4,2 milyar dolara ulaştığını aktardı.
Dünyanın en fazla un ve bulgur üreten ve ihraç eden ülkesi olduklarını hatırlatan Taşpınar, bu başarının üretici, tüccar ve sanayicinin ortak katkısıyla sağlandığını belirtti.
“Bölgesel Tarım Ticaretinde Büyük Potansiyel”
Türkiye’nin, üreten kuzey ülkeleriyle tüketen güney ülkeleri arasında stratejik bir konumda yer aldığını belirten Taşpınar, bölgedeki 1,6 trilyon dolarlık tarım ve gıda ürünleri ticaret hacminden daha fazla pay alınabileceğine dikkat çekti. “Bu payın artması, üreticiden tüketiciye kadar tüm zinciri olumlu yönde etkileyecektir,” dedi.