Mustafa Yağmurlu
Editör
Değerli okuyucular,
Dergimizin 49’uncu sayısıyla birlikteyiz.
Covid-19 kaynaklı arz darboğazları dünya genelinde fiyat artışlarını körüklemeye devam ederken, tüm dünyanın sorunu haline gelen enflasyonla mücadele ekonomileri adeta sarsıyor. Enerjiden gıdaya birçok üründeki yüksek fiyatlar çoğu ülkede enflasyonu körüklüyor.
Koronavirüsün dünyada yarattığı çok boyutlu kargaşa, adeta 1970’lerdekine benzer bir enflasyon paniği yaşatıyor. Salgınla büyük zarar gören ekonomiler bir taraftan toparlanmaya çalışırken, diğer taraftan da enerji krizi, tedarik sorunları ve yüksek enflasyonla mücadele ediyor.
Daha önce sıfır enflasyon yaşayan ülkelerde bile artan hammadde kaynaklı fiyat artışları yaşanıyor. Birçok ülkede son 10 ila 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları açıklanmaya başlandı. Ocak ayında ABD'de, tüketici fiyat endeksi yıllık yüzde 6,8'e ulaşarak 39 yılın rekorunu kırdı.
Avrupa’da enerji ve gıda ürünleri başta olmak üzere yaşanan fiyat artışları, Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyonun 1997'den bu yana en yüksek seviyeye çıkarttı. Almanya'da yıllık enflasyon yüzde 5,2 ile 1992 yılından bu yana en yüksek seviyede.
Benzer bir durum Türkiye’de de yaşanıyor. Ocak ayında yüzde 36,08 ile 19 yılın en yüksek enflasyon oranını gördük. Pandeminin yanı sıra kuraklık kaynakları rekolte düşüşlerinin de gıda enflasyonu üzerinde ciddi etkileri oldu. Özellikle kuraklıktan dolayı ürün arzı kaynaklı enflasyonun önüne geçmek için Türkiye ithalat hamlesi gerçekleştirdi. 2021 yılında toplam; 7 milyon 820 bin ton ekmeklik buğday, 319 bin ton makarnalık buğday, 2 milyon 107 bin ton mısır ve 2 milyon 174 bin ton arpa ithalatı yaptık. Yine geçen yıl 3 milyon ton un, 1 milyon 365 bin ton makarna, 238 bin ton bulgur ihracatı gerçekleştirdik. Makarna ihracatından 785 milyon dolarlık kaynak sağladık.
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, enflasyonda küresel çaptaki yüksek seyrin gelecek 1-2 senede yavaşlayacağını belirtti.
Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle…