Son 10 yılda buğday fiyatı 3 katına çıkmış, un fiyatı iki katına. Ekmek fiyatı ise sadece yüzde 75 artmış. Başka ürünlerin, girdilerin fiyatı düşünüldüğünde bu fiyat artışları az. Çok iyi biliyorum ki ne çiftçi buğdayını sattığı fiyattan memnun, ne uncu ne de fırıncı. Bayi karları konuşulmuyor bile.
Necip BEYANCI
Bir ekonomi ders kitabi şu hikaye ile başlıyordu. Stalin uzaktan gördüğü futbol oynayan çocuklara, muhabbet etmek için yaklaşıyor. Yanlarına vardığında ise çocukların top yerine bir somun ekmeği tekmelediğini görüyor. Devlet kontrolündeki ekmek fiyatları o kadar ucuz ki çocuklar bir somun ekmek ile oynamayı daha ekonomik görüyor.
Çok şükür kültürel kodlarımız ekmek ile top oynamaya izin vermiyor. Ancak çöplerimizdeki bayat ekmek tepeleri başka bir hikaye konusu...
Ankara'da yükselen susam fiyatlarından dolayı yazın ortasından beri simiti 1,5 liraya alıyorum. Güvenpark’ta tozun dumanın içinde eskiden 3 tanesi 1 lira olan simitler bile 1.25 lira olmuş.
Simit fiyatı 1.5 TL iken 1 TL'ye satılan ekmeğin kalitesi ve gramajı ortada! Raflarda 'normal' ekmek 1 TL ama ekmek gibi ekmek almak istiyorsanız iki, üç hatta beş TL'yi gözden çıkarmanız lazım. Hele hele internetten de sipariş verebileceğiniz ekşi mayalı ekmeklerin fiyatı kuru pasta ile yarışıyor.
Ve 1 Ekim 2018 tarihi itibariyle zam haberi nihayet geldi: Ankara'da ekmek 1.25 oldu. Hemen ardından bu zamma ilişkin kamudan müdahale haberleri gecikmedi.
Eylül ayı özellikle ekmek zammı gelmemesi için kamunun çok ter döktüğü bir ay oldu. Ağustostaki devalüasyon sonrası birçok üründe olduğu gibi artan un fiyatları da endişe yarattı. Devlet bir yandan un ihracatına yeni düzenlemeler getirirken bir yandan da kotu bir hasat sonrası iç piyasaya kaliteli buğday sağlayabilmek için TMO vasıtasıyla buğday ithalat ihaleleri açtı. Un Sanayicileri ise fırıncılara uygun fiyatlı un tedariki konusunda en yüksek ağızdan söz verdiler.
Sanırım devlet ile fırıncılar bir noktada anlaşacak, basına da mutluluk pozları yansıyacak.
Peki bu ucuz ekmek muhabbeti nereye kadar sürdürülebilir? Tarladan sofraya üretimde devamlılığın sağlanması için hangi fiyattan ekmek satılmalı?
Başka ürünlerin, girdilerin fiyatı düşünüldüğünde bu fiyat artışları az. Çok iyi biliyorum ki ne çiftçi buğdayını sattığı fiyattan memnun, ne uncu ne de fırıncı. Bayi karları konuşulmuyor bile.
Sahadaki haberlere bakılırsa bu yıl çiftçi zorda kalmazsa buğday ekmeyecek. Seneye buğday ekim alanları düşebilir. Un Değirmencileri ise hem düşen kar marjları hem de vadelerden dertli. Bir ihracat yüzlerini güldürüyordu, oradan da ağızları yandı. Ekmek üretici ve perakendecileri ise artan maliyet ve kiralardan dert yanıyor.
Dilenciler ‘Allah rızası için bir ekmek parası' demiyor artık... 1 TL almak onların bile işine gelmiyor.
Ne yapalım, elektriğinden doğalgazına gübresinden benzinine yapılan zamların haber değeri bile yokken bir ucuz ekmek fetişizmi uğruna çiftçisinden, değirmencisine bu sektörün günden güne yok olmasına göz mu yumalım?
Sözde ucuz ekmek raflarda diye kendimizi kandırırken düşük kalite ve gramajından dolayı ekmek gibi ekmeğe fazladan para vermeye devam mi edelim. Üstelik devletin her verimsiz müdahalesinin maliyetini de biz vergi verenler öderken!
Ekmek, ekmek gibi olmalı; fiyatı da hakkı neyse o.
Bu necip milletin ekmek alacak gücü olmayanlar için askıda ekmeği vardır zaten! Yeter ki askıya zarar gelmesin!