BLOG

MC Mühlenchemie’nin ilk Un İnovasyon Ödülünü kazananlar belli oldu

11 Ağustos 20233 dk okuma
Un geliştirme uzmanı MC Mühlenchemie, 4 Temmuz’da düzenlenen dijital ödül töreninde, 2023 Un İnovasyon Ödülü kazananlarını açıkladı. Buğdayın ve yerel tahılların sürdürülebilir kullanımına yönelik yenilikçi çözümleri teşvik için verilen ödül, MC Mühlenchemie’nin 100. yıldönümü vesilesiyle ilk kez takdim edildi. Ödül, Güney Afrika, Etiyopya ve Pakistan’dan başvuru yapan araştırmacılara verildi.

  Un İnovasyon Ödülü, buğday dışı unların ve bunların buğday unu ile karışımlarının, özellikle de yerel tahıl ürünlerinin kullanıldığı unların üretimi ve işlenmesiyle ilgili bilimsel çalışmaları onurlandırıyor. Mühlenchemie, ödülün amacını, ‘buğdaya ve küresel pazarlara bağımlılığı azaltmak için buğday ununa alternatif araştırmaları teşvik etmek’ olarak özetliyor.

Bu yıl ilk kez verilen Kompozit Un İnovasyon Ödülü için dört kıtada dokuz ülkeden 23 araştırma projesi sunuldu. Uluslararası uzmanlardan oluşan saygın bir jüri, 2019’dan 2022’ye kadar tamamlanan çalışmaları ve uygulama projelerini değerlendirerek kazanan üç projeyi belirledi.
Ödül töreninde konuşan Un İnovasyon Ödülü’nün fikir babası Dr. Lutz Popper, “Başvuruların etkileyici çeşitliliği, kompozit unun dünya çapındaki önemini ve cazibesini gösteriyor. Çalışmalar, bu alandaki gelişmeleri ve yenilikleri yansıtıyor ve kompozit unların kullanımı ve işlenmesi konusunda daha derin bir kavrayış kazanmamıza yardımcı oluyor.” değerlendirmesini yaptı.  

ÖDÜL ALAN PROJELER
Toplam 10 bin Euro tutarındaki para ödülü üç kazanan arasında paylaştırıldı. Birincilik ödülü olan beş bin Euro, Afrika’da yetiştirilen bezelye ve kinoadan elde edilen işlenmiş tam tahıllı undan 3D yazıcı aracılığıyla kraker geliştiren Johannesburg Üniversitesi doktora öğrencisi Yusuf Kewuyemi’ye verildi. Kewuyemi, unun besin içeriğini artırmak ve biyoyararlanımını iyileştirmek için fermantasyon ve germinasyon gibi yenilikçi teknikler kullandı ve nihai ürün olarak 3D baskılı bir kraker şeklinde işlevsel ve son derece besleyici bir aperitif elde etti. Bu araştırma, geleneksel mahsullerin yenilikçi işleme teknikleri kullanılarak sağlığı geliştiren gıdalara dönüştürülebileceğini gösterdi.

İkincilik ödülü olan üç bin Euro, Etiyopya’nın Jimma Üniversitesi’nden Abdulhakim Idris’e gitti. ‘Yulaflı bisküvi üretimi için proses parametrelerinin optimizasyonu’ başlıklı çalışmasında İdris, bisküvi yapımı için buğday ve yulaf ununun optimum karışımını araştırdı. Karışım oranı, pişirme süresi ve pişirme sıcaklığı dahil olmak üzere farklı parametreler ve bunların bisküvilerin ağırlığı, kalınlığı, dağılma oranı ve dokusu gibi özellikleri üzerindeki etkilerini analiz etti. Sonuçlar, %15 yulaf,  %85 buğday karışım oranının, 300°C sıcaklığın ve 3:30 dakikalık pişirme süresinin, duyusal nitelikleri bakımından saf buğday bisküvilerinden farklı olmayan yulaf/buğday bisküvileri yapmak için ideal koşulları sağladığını gösterdi. Bu da karışık yulaf bisküvilerinin daha fazla ticarileştirilmesi, diğer yulaf ürünleri için uygulamaların geliştirilmesi ve yıllık tahıl açığını kapatmak için az kullanılan bir tahıl olarak yulafın teşvik edilmesi için temel oluşturuyor.

Üçüncülük ödülü olan iki bin Euro’luk para ödülü de Pakistan’daki Karaçi Üniversitesi’nden Saqib Arif’e gitti. Arif’in çalışması, buğday fiyatlarındaki dünya çapındaki artışa ve artan sürdürülebilirlik endişelerine cevap olarak az kullanılan tahılların karışımından elde edilen kompozit unun potansiyelini inceledi. Sonuçlar, kompozit unların daha iyi bir beslenme profiline sahip olduğunu, lif ve biyoaktif bileşenler açısından zengin olduğunu ve bu nedenle buğdaya olan bağımlılığı azaltmak için umut verici bir imkan sunduğunu, ancak işlenebilirlik ve duyusal özellikler açısından zorlukların devam ettiğini ortaya koydu.
Kazanan projeleri açıklayan Kompozit Un Bilim Ödülü Jüri Başkanı Dr. Lutz Popper, “Sunulan araştırma projeleri, kompozit unun gıda üretimimizin geleceğini sürdürülebilir kılmak için muazzam bir potansiyele sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Akıllı ve yenilikçi yöntemlerle, lezzet ve kaliteden vazgeçmek zorunda kalmadan buğdaya olan bağımlılığımızı azaltabileceğimizi gösteriyor. Geleceğe yönelik bu bakış açısı pek çok heyecan verici gelişme vaat ediyor ve biz de bu ilerlemeyi teşvik etmeye ve desteklemeye devam etmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.



Haber Kategorisindeki Yazılar