BLOG

Türkiye buğday üretiminde düşüş, un ihracatı zorluklarla karşı karşıya

11 Haziran 20256 dk okuma

HUBUDER tarafından düzenlenen ‘Uluslararası 2025 Yılı Hasadına Doğru Türkiye ve Dünyada Tahıl Konferansı’, tarım ve gıda güvenliği konularını gündeme taşıdı. Sektör temsilcilerini bir araya getiren konferansta; üretim planlaması, lojistik altyapı, sürdürülebilir tarım ve tahıl arz güvenliği gibi kritik başlıklar etraflıca ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan HUBUDER Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşmasının beklendiğini belirterek, bunun gıda talebinde dramatik bir artışı beraberinde getireceğini vurguladı. Savaşlar, kuraklık, göç, işsizlik ve iklim değişikliği gibi sorunların sadece üretimi değil, ülkelerin bağımsızlıklarını dahi tehdit ettiğini ifade eden Erbap, tarımın artık enerji ve savunma kadar stratejik bir alan haline geldiğine dikkat çekti. Bu çerçevede kamu ve özel sektörün ortak akıl ve iş birliğiyle hareket etmesi gerektiğini söyledi.

İHRACAT PAZARLARI TEHLİKEDE, DESTEK MEKANİZMALARI ŞART

Erbap, Türkiye un sanayisinin ihracat performansına dair güncel verileri de paylaştı. 2023 yılında 3 milyon 665 bin ton un ihracatıyla yaklaşık 1,5 milyar dolar döviz geliri elde edildiğini belirten Erbap, 2024 yılında bu rakamların sırasıyla 3 milyon ton ve 1,16 milyar dolara gerilediğini söyledi. Bu tablo, miktar bazında %17, değer bazında ise %20’lik bir düşüş anlamına geliyor. 2025’in ilk dört ayında ise un ihracatında geçen yıllara göre %40, makarna ihracatında ise %7-8 oranında düşüş yaşandı. Bu durumun üretici ve sanayici açısından sürdürülebilirliği tehdit ettiğine dikkat çeken Erbap, “Bugün kepeğin tonu 9.000 TL, buğdayın tonu ise 12.000 TL. Bu tablo, işletmelerin kapasite düşürdüğünü ve durma noktasına geldiğini gösteriyor. Tedarikçiler ticaret yapamaz hale geldi.” dedi. Sanayicilerin yıllar süren emeklerle oluşturduğu ihracat pazarlarının korunması gerektiğini vurgulayan Erbap, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçmiş dönemde verdiği desteklerin de unutulmaması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki süreçte bu tür iş birliklerinin daha da kıymet kazanacağını ifade etti.


‘FİYAT DEĞİL, FONKSİYON FARK YARATIYOR’

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç ise un, makarna, bulgur ve bisküvi gibi tahıl mamullerinde ihracatın 4,5 milyar dolara yaklaştığını belirterek, bu başarının sürdürülebilirlik, izlenebilirlik ve fonksiyonel ürünlerle daha da artacağını kaydetti. “Artık farkı fiyat değil, fonksiyon yaratıyor. Rekabetin fiyatla değil, farkla kazanıldığı bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin tarımsal potansiyelini birlikte daha da ileri taşıyacağız.” diye konuştu.

TUSAF BAŞKANI ÇAKMAK: SEKTÖRDE VERİ EKSİKLİĞİ BÜYÜK SORUN

Nisan ayında Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanlığına seçilen Mesut Çakmak da konferansta kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Özellikle Güneydoğu ve Çukurova’da buğdayda ciddi rekolte kayıpları yaşanacağını vurgulayan Çakmak, geçen yıl 20,8 milyon ton olan buğday üretiminin bu yıl yaklaşık 18,5 milyon tona gerilemesini öngördüklerini söyledi. 

Geçtiğimiz yıl uygulanan buğday ithalat kısıtlamalarının un ihracat pazarlarında kayıplara yol açtığını dile getiren Çakmak, Temmuz-Ağustos aylarından itibaren bir toparlanma beklediklerini belirtti. Sektörde en büyük eksiklerden birinin sağlıklı ve güncel veri yetersizliği olduğunu söyleyen Çakmak, TUSAF’ın ilk hedefinin kapsamlı bir sektörel veri tabanı oluşturmak olduğunu ifade etti. Türkiye genelinde un fabrikalarının sayısı, üretim kapasitesi ve faal durumları gibi temel bilgilerin net olarak bilinmediğine dikkat çeken Çakmak, bu eksikliği gidermek üzere çalışma başlatacaklarını açıkladı.

ULUSOY: TÜRKİYE, UN TALEBİNİN OLDUĞU HER YERE ULAŞTI

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, Türkiye’nin un ihracatındaki kararlılığına vurgu yaptı. 2024 yılının zorluklarla geçtiğini ancak sektörün motivasyonunu kaybetmediğini belirten Ulusoy, “2025 yılı için 3 milyon tonluk ihracat hedefimizi koruyoruz. Bu hedefe sektör paydaşlarımız ve tedarikçilerimizin desteğiyle ulaşacağımıza yürekten inanıyorum,” dedi. Türkiye’nin son 11 yıldır dünya un ihracatında lider konumda olduğunu hatırlatan Ulusoy, pazar çeşitliliği ve adaptasyon kabiliyetinin sektöre büyük avantaj sağladığını ifade etti. “Pazarlar değişti ama Türkiye, un talebinin olduğu her noktaya ulaşmayı başardı. Bu, büyük bir başarıdır,” diye konuştu.


KEMALOĞLU: TAHIL PİYASASINI ARTIK YEM SEKTÖRÜ BELİRLEYECEK

İK Tarım Üssü Kurucusu İsmail Kemaloğlu ise konuşmasında buğdayda geçen yıla göre %15’lik bir rekolte kaybı beklediklerini belirtti. Özel sektörün neredeyse sıfır stokla hasada gireceğini, devletin ise 3 milyon ton civarında stokla sezona başlayacağını söyledi. Kemaloğlu, “Yüksek finansman ve stok maliyetleri özel sektörü uzun süreli stok yapmaktan alıkoyacak. Çiftçiler kaliteli ürünlerini elinde tutarak fiyat avantajı sağlamaya çalışacak,” dedi. Geleceğe dair piyasa öngörülerini de paylaşan Kemaloğlu, “Bundan sonra tahıl piyasasında belirleyici olan un değil, yem ve hayvancılık sektörü olacak. Kepek fiyatlarındaki artış, buğday fiyatlarını aşmış durumda,” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon tona ulaşan karma yem üretiminin %50’sinin tahıl kaynaklı olduğunu, lojistik ve nakliye maliyetlerinin de toplam maliyet içindeki payının arttığını kaydetti.


DMITRY RYLKO’DAN 2025/26 SEZONU ÖNGÖRÜLERİ

Konferansın uluslararası konuşmacılarından biri olan Moskova merkezli Tarımsal Piyasa Araştırmaları Enstitüsü (IKAR) Genel Direktörü Dmitry Rylko, Karadeniz tahıl piyasalarına ilişkin güncel durumu ve 2025/26 sezonuna yönelik beklentileri değerlendirdi. Güney Ukrayna ile Rusya’nın Rostov ve Güney Volgograd gibi kilit üretim bölgelerinde yaşanan aşırı kuraklık ve don olaylarının buğday gelişimini tehdit ettiğini belirten Rylko, “Rostov’da bazı tarlalarda başaklar şimdiden çıktı. Bu, gelişimin normalden çok erken seyrettiğine işaret ediyor. Mayıs yağışları hasarı kısmen telafi edebilir.” dedi.

IKAR tahminlerine göre 2025/26 sezonunda Rusya’nın buğday üretimi 83,8 milyon ton, buğday ihracatı ise yaklaşık 41,3 milyon ton olacak. Dönem sonu stoklarının ise 15,3 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Ukrayna’nın buğday üretiminin 22,5 milyon ton, ihracatının ise 17 milyon ton olması öngörülüyor. Ukrayna mısır üretimi ise 28,5 milyon ton, ihracatı ise 25 milyon ton olarak tahmin ediliyor.

Rusya’nın un ihracatında istikrarlı bir artış yaşadığını söyleyen Rylko, işletme kârlılıklarının arttığını ancak buğday ihracat vergilerinin işleme maliyetlerini aşmasının, buğday ve un ihracatı arasındaki dengeleri bozabileceği uyarısında bulundu. Rus uzman, Rusya’nın 2023-24 sezonunda 1 milyon 249 bin ton un ihraç ettiğini, 2024-25 sezonunun Ağustos-Mart döneminde ise bu rakamın 562 bin ton olduğunu aktardı. Mısır’ın un ihracatında da kayda değer bir artış yaşandığını vurgulayan Rylko, 2022 yılında sadece 226 bin ton un ihraç eden Mısır’ın, geçen yıl bu miktarı 860 bin tona çıkardığını belirtti.

KÜRESEL TAHIL PİYASALARINDA ÇOK YÖNLÜ RİSKLER

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Kıdemli Ekonomisti Monika Tothova, HUBUDER konferansında yaptığı konuşmada küresel tahıl piyasalarının gıda güvenliği, ticaret istikrarı ve ekonomik dayanıklılığı tehdit eden çok yönlü risklerle karşı karşıya olduğunu belirtti. Küresel ekonominin hâlâ kırılgan bir zeminde ilerlediğini vurgulayan Tothova, “Artan politika belirsizliği, olumsuz ticaret politikası değişiklikleri, süregelen jeopolitik gerginlikler, ısrarlı enflasyon ve iklim kaynaklı afetler, küresel büyüme üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.” dedi. 2024’te uygulamaya giren yeni ticaret önlemlerinin sayısının pandemi öncesi dönemin beş katına ulaştığını ifade eden Tothova, “Bu, korumacılığın belirgin şekilde arttığını gösteriyor.” diye ekledi.

Gübre piyasasındaki belirsizliklere de dikkat çeken Tothova, fiyat ve arz durumunun enerji piyasalarına doğrudan bağlı olduğunu vurguladı. “Tarımda kullanılan gübrenin maliyeti yüksek dalgalanma gösteriyor. Bu, ürün fiyatlarındaki değişimle birebir bağlantılı.” diyen Tothova, bu oynaklığın çiftçilerin temel girdilere erişimini zorlaştırdığını ve küresel verim üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. Makroekonomik kırılganlıklar, iklim riskleri, korumacı ticaret uygulamaları ve jeopolitik gerilimlerin kesiştiği bu dönemde, uluslararası iş birliğinin her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı.

HUBUDER’den örnek adım: Plaket yerine fidan bağışı


HUBUDER, çevresel sorumluluk bilinciyle örnek bir uygulamaya imza attı. Dernek, artık konferanslarda katılımcılara plaket vermek yerine onlar adına fidan bağışında bulunacak. Bu anlamlı uygulamanın ilki, Ankara’daki konferansta hayata geçirildi. Konferansa destek veren katılımcılar adına, Konya Armağanlar Hatıra Ormanı’nda fidan dikildi. HUBUDER Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap, konferansın medya sponsorlarından Parantez Medya standını, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ziyaret etti. Ziyaret sırasında, fidan bağışı sertifikası BBM Magazine Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yağmurlu ve Miller Magazine Genel Yayın Yönetmeni Namık Kemal Parlak’a takdim edildi.

Dosya Kategorisindeki Yazılar
01 Şubat 20181 dk okuma

Fırıncılık, Makarna ve Bisküvi Tesislerinde Kalite ve Kalite Kontrol

Tüketicilere kaliteli ürün sunmak için gerekli hijyen uygulamaları kapsamında hareket eden, kalited...

08 Haziran 20203 dk okuma

Paketleme unlu mamullerde hijyenle beraber raf ömrünü uzatıyor

Aykan Şişe Opack Makine Genel Müdürü “Ekmeğe ve çeşitli unlu mamullerine uzun raf ömrü verilebilme...

29 Eylül 20205 dk okuma

Bitkisel beslenme trendinin etkisiyle margarinlere ilgi artıyor

Ebru Akdağ MÜMSAD Genel Koordinatörü, Gıda Mühendisi “Margarinlerin hem kahvaltıda ekmek üstü tüke...