Un sektörünün 2024 performansını ve 2025 hedeflerini değerlendiren Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap, Türkiye’nin 10 kez üst üste dünya birincisi olduğu un ihracatında, Suriye pazarı ve ithalat kısıtlamalarının kalkmasıyla 4 milyon tonluk rekor hedeflediğini ifade etti.
Gürsel Erbap
Un ve unlu mamüllerin temel besin kaynağı olması nedeniyle gıda arz güvenliğinde stratejik bir rol oynadığını belirten Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, savaş, pandemi gibi küresel krizlerde unun ilk akla gelen gıda ürünü olduğunu belirtti. Türkiye’nin yaklaşık 160 ülkeye ihracat yaptığını ve sanayicilerin özverili çalışmalarıyla dünya liderliğini sürdürdüğünü söyledi. Kuzey Yarımküre’de hasat döneminin başlamasıyla hammadde bulunurluğunun artacağını ve ihracatın ivme kazanacağını öngördü.
Aynı zamanda Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Yönetim Kurulu Başkanı olan Erbap, Ekotürk TV’de yayınlanan Sektörel Bakış programında tahıl ve un sektöründeki güncel gelişmeleri ve geleceğe dair öngörülerini paylaştı.
İHRACAT HEDEFİ 3,5-4 MİLYON TON
Erbap, 2024 yılında Türkiye’nin un ihracatında dünya birinciliğini 10 kez üst üste koruduğunu belirtti. Ancak, ithalat kısıtlamaları nedeniyle ihracatta yaklaşık %30’luk bir düşüş yaşandığını ifade etti. 2025’in ilk çeyreğinde de önceki yıla göre %25-30 oranında bir düşüş olsa da bu rakamların geçmiş yılların ortalamasına kıyasla yüksek olduğunu vurguladı. Erbap, 2025’in kalan üç çeyreğinde toparlanma beklediklerini ve 2023’teki ihracat rakamlarına ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. 2024’te 3,6 milyon ton olan ihracatın, 2025’te 3,5-4 milyon ton seviyelerine çıkması öngörülüyor.
Suriye’deki yönetim değişikliği sonrası Türkiye ile ilişkilerin iyileşmesi, ihracatta canlanma getirdi. Erbap, 2025’te Suriye’ye yaklaşık 300 bin ton un ihracatı beklendiğini belirtti. Türkiye’nin un ihracatının %45’inin Irak ve Suriye gibi sınır ülkelerine yapıldığını vurgulayan Erbap, 19 Mart 2025 itibarıyla ithalat kısıtlamalarının kalkmasının, dünya piyasalarıyla rekabeti artıracağını ve kayıpların telafi edileceğini ifade etti. Ayrıca, Euro’nun dolara karşı değer kazanmasının, Afrika pazarlarında Türkiye’nin rekabet gücünü artıracağını ve ihracatı destekleyeceğini ekledi.
Doruk Un’un 2015’te yeniden yapılandırılarak kurulduğunu belirten Erbap, şirketin 41’den fazla ülkeye ihracat yaptığını ve katma değerli ürünler ürettiğini ifade etti. “Bir buğday tanesiyle kocaman dünyalar kurmak” vizyonuyla hareket ettiklerini vurgulayan Erbap, tohumculuk faaliyetlerine büyük önem verdiklerini söyledi. Doruk Tohumculuk, Anadolu’nun ata tohumlarını kullanarak iklim koşullarına ve kuraklığa dayanıklı buğday, arpa, mısır ve ayçiçeği çeşitleri geliştiriyor. Şu anda tescil edilmiş beş çeşit (iki ekmeklik buğday, iki arpa, bir makarnalık buğday) ve iki silajlık mısır çeşitleri bulunuyor.
UNLU MAMULLER VE YENİ YATIRIMLAR
Doruk Un, tarladan sofraya uzanan zincirde katma değerli ürünler sunuyor. Zenginleştirilmiş, yüksek proteinli, düşük karbonhidratlı ve yüksek selülozlu un çeşitleriyle sağlıklı beslenmeye katkıda bulunuyor. Ayrıca, dondurulmuş unlu mamuller (ekmek, simit, pasta) alanında yatırımlar yaptıklarını belirten Erbap, bu ürünlerin hem ihracatta hem de iç pazarda talep gördüğünü söyledi. Dondurulmuş ürünlerin israfı azalttığını, hijyenik olduğunu ve ekonomik avantaj sağladığını vurguladı.

Erbap, tüketici alışkanlıklarının dondurulmuş ve hazır ürünlere yöneldiğini, işçilik ve enerji maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bu ürünlere talebin arttığını belirtti. Doruk Un’un, evde ailelerin birlikte hazırlayabileceği hamur bazlı unlu mamul ürünleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüttüğünü ve bu ürünlerin yakında piyasaya sunulacağını müjdeledi. Bu ürünlerin hem sağlıklı hem de ekonomik olması, tüketiciler için cazip bir alternatif sunuyor.
Tarımsal üretimde zirai don, kuraklık ve maliyet artışları gibi sorunlara değinen Erbap, Türkiye’deki tarım arazilerinin küçük ölçekli (10-15 dekar) olmasının verimliliği düşürdüğünü belirtti. Toprak bütünleşmesi, kullanılmayan arazilerin kiralanması ve teknolojik yatırımlarla verimliliğin artırılabileceğini vurguladı. Kamu, özel sektör ve üniversitelerin işbirliğiyle daha geniş alanlarda tarım yapılmasının, hububat üretimini iki katına çıkarabileceğini ifade etti. Destekleme projelerinin artırılması gerektiğini, ancak asıl çözümün verimlilik ve işbirliği olduğunu söyledi.
GENÇLERİN VE KADINLARIN TARIMA İLGİSİ ARTIYOR
Erbap, tarım sektörünün geleceğinin parlak olduğunu ve gençlerin, özellikle kadın çiftçilerin, tarıma ilgi göstermeye başladığını belirtti. Gençleri tarım ve hayvancılıkta istihdam yaratmaya ve iş kurmaya davet etti. Sektördeki meslektaşlarına, Türkiye’yi un ihracatında dünya lideri ypan özverili çalışmaları için teşekkür ederek, 2025’te 11. şampiyonluğu hedeflediklerini ve geçmiş rekorları kırmayı amaçladıklarını vurguladı.
Gürsel Erbap, tarım ve un sektörünün zorluklarına rağmen Türkiye’nin jeopolitik konumu, iklim avantajları ve yetişmiş insan gücüyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. “Geçmişten aldığımız güçle, geleceğe bakarak dünyada ilkleri başarabiliriz” diyerek üreticilere ve çiftçilere dayanışma mesajı verdi.