BLOG

Un sektörünün paydaşları, Antalya’da bir araya geldi

15 Kasım 202410 dk okuma

Anadolu ve Dicle Un Sanayicileri Dernekleri tarafından organize edilen “Genişletilmiş Sektör Toplantısı” Antalya’da yapıldı. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) çatışı altında gerçekleşen “Genişletilmiş Sektör Toplantısı” ile 2024 yılının değerlendirmesi yapıldı. “Hasat Sonrası Hububat Fiyatları ve Sektörel Yansımalar” temasıyla düzenlenen etkinlikte; kamu yetkilileri, STK’lar ve özel sektör temsilcileri yer aldı.

Un sektörüne hizmet veren kuruluşları tek çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) bünyesinde yer alan dernekler tarafından düzenlenen Hasat Sonrası Genişletilmiş Sektör Değerlendirme Toplantısı bu yıl Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD) ve Dicle Un Sanayicileri Derneği (DUNSAD) ev sahipliğinde, “Hasat Sonrası Hububat Piyasaları ve Sektörel Yansımalar” temasıyla 18-20 Ekim 2024 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşti.

TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan

Medya Partneri olarak katıldığımız Kongrenin açılışında konuşan TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, un sanayisinin geleceğini belirlemek adına bu kongrelerin büyük öneme sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: “Devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği, yenilikçi çalışmalarımız ve ürün kalitemiz sayesinde Türkiye un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumundayız. Yaklaşık 4 milyon ton un ihracatıyla dünya un ticaretinin yüzde 30’a yakınını karşılıyoruz. İthalat konusunda getirilen yasakların sektöre zarar veriyor.” 

Konuşmasında üyelerini ve sektör paydaşlarını 2025 yılında yine Antalya’da gerçekleştirecekleri 19. Kongreye davet eden Haluk Tezcan, “Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu olarak 19.sunu düzenleyeceğimiz Uluslararası Kongre ve Sergimiz ‘’Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım’’ temasıyla 13-16 Şubat 2025 Tarihlerinde Granada Luxury Belek Otel Antalya’da gerçekleştirilecek” dedi.

TMO, GIDA ARZ GÜVENLİĞİNİN SİGORTASIDIR

Kongrenin açılış konuşmasını yapan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, hububat piyasalarının en büyük aktörü olan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin, piyasaları düzenlemeye yönelik aldığı kararların ve attığı adımların önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Güldal, hasat dönemlerinin TMO açısından üreticilerle hemhal olunduğu, sektör paydaşlarıyla buluşulduğu, onların ihtiyaçlarına cevap verildiği, ürünlerin alındığı, bedellerinin ödendiği, problemlere ve depolama ihtiyaçlarına katkı sunulduğu bir dönem olduğunu belirterek “TMO 2024 yılı hasat döneminde 86 yıllık tecrübesiyle bu görevlerini hakkıyla yerine getirerek bitkisel üretimde gıda arz güvenliğinin sigortası olduğunu bir kere daha göstermiştir” dedi.

 Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal

2020’li yıllarda dünyada meydana gelen gelişmelerin üretim, ticaret ve lojistik bakımından özellikle hububat sektöründe dalgalı bir seyir yaşanmasına sebep olduğunu kaydeden Güldal şunları söyledi:

“Neler yaşadık? Önce döviz krizi yaşandı ülkemizde. Daha sonra 2 yıl süren bir pandemi yaşandı. Tüm bunlar dünya çapında lojistik aksamalara, fiyatların bozulmasına, gıdada arz güvenliğinin olumsuz etkilenmesine yol açtı. Daha sonra hububat üreticisi iki ülkenin savaşmasının getirdiği krizi yaşadık. Bu krize karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın yakinen takip ettiği bir konu olan ve dünyanın geri kalanının gıda güvenliğine katkı sağlamak için başlatılan tahıl koridoru uygulaması başarıyla yerine getirildi. 2021’de de ağır bir kuraklık travması yaşadı ülkemiz. Başta hububat olmak üzere bitkisel üretimimiz çok düştü. Daha sonraki 2022 ve 2023 sezonlarında ise bereketi yaşadık. Ciddi tarımsal üretim gerçekleşti ve hububatta yüksek rekolteleri yaşadık. 2024’te bir miktar azalsa da Türkiye ortalamalarında bir üretim söz konusu oldu. Bu süreçleri hep beraber yaşadık, birlikte yürüttük, birlikte yönettik. Devlet, pandemi ve kuraklık dönemlerinde TMO’ya görev verdi. Bu regülasyon görevimiz kapsamında gerekli ithalatları gerçekleştirdik. Bu dönemde ülkemizde hem tüketicilerimizin hem de sanayicilerimizin üretimden geri kalmamaları, tüketimde ve arz güvenliğinde bir problem yaşamamaları için büyük fedakârlıklar yapıldı. TMO olarak 2 yıl süreyle süreci takip edip sanayicilerden ekmek üreticilerine kadar, neredeyse yarı yarıya sübvanse ederek regülasyon görevimizi ifa ettik.”

“STOKLARIN EKONOMİYE KAZANDIRILMASI İÇİN SEKTÖR DE TAŞIN ALTINA ELLERİNİ KOYMALI”

Yüksek rekoltenin yaşandığı 2023 döneminde 13,1 milyon tonluk rekor alım gerçekleştirildiğini, bu ürünleri TMO depoları, lisanslı depolar, kiralık depolar ve açık yığın sahalarında depoladıklarını, bu seneki alımlarla beraber oluşan yüksek miktardaki stoğun eritilmesi amacıyla birtakım çalışmalar yürüttüklerini, bu kapsamda satışlara başlandığını ve DİR kapsamındaki uygulamalarda düzenlemelere gidildiğini belirten Güldal, “Mevcut yükün omuzlanması noktasında üreticiler ve devlet gerekli fedakârlığı yapmaktadır. Devletimiz adına TMO, bu stok yükünü hem fiziki hem de finansal olarak yaklaşık iki senedir tolere etmekte ve muhafaza etmektedir. Her ay toplantılar yaptığımız taşra teşkilatlarımıza, stoklarımızdaki ürünlerin bize emanet edilmiş milli bir servet olduğunu söylüyoruz. Bu ürünler milletimizin malıdır ve bize emanettir. Neticede 2023 yılı mahsulünü bir yıl süreyle aşağı yukarı her hafta 15 günde bir kontrol ederek, yaz döneminde haşereye karşı, kış döneminde iklimsel problemlere veya risklere karşı kontrol ederek, muhafaza altına alarak, gözümüz gibi bakarak bu günlere getirdik. Bugüne kadar da bu konuda hiçbir problem yaşamadık çok şükür. Devlet olarak bu fedakârlığı yaparken kimseyi mağdur etmedik. Milli stokların ülke ekonomisine kazandırılmasında sektörle el birliği içerisinde hareket edilmesini çok önemli görüyoruz. Bu konuda sektörden de taşın altına ellerini koymalarını bekliyoruz” dedi.

“İTHALAT SINIRLAMASINDA BİRDEN ÇOK KRİTER GÖZETİLDİ”

Güldal, şu an geldiğimiz noktada mevcut stokların ekonomiye kazandırılması amacıyla ilgili bakanlıklar ve ekonomi yönetiminin mutabakatıyla yurtiçi tüketimde istikrarın, dengenin sağlanması, piyasa ekseninin düzgün olması ve dış ticarete de katkı getirmesi amacıyla ithalat sınırlamasının süresinde ve şeklinde birtakım değişikliklere gidildiğini vurgulayarak “Bu karar alınırken stoklarımızın miktarı, muhafazası, kalitesi, dünya fiyatları, ihracattaki gerilemeye karşı nasıl önlem alınacağı ve sektörün ihtiyaçları göz önüne alındı. Toprak Mahsulleri Ofisi muhafaza ve regülasyon görevini sonuna kadar başarılı bir şekilde yapacak. Türkiye’deki stoklar normale düşene kadar da bu süreci ısrarla ve de sağlıklı bir şekilde yönetmeye, yürütmeye çalışacaktır” diye konuştu.

MAKARNA SANAYİNDE 750 BİN TONLUK YENİ YATIRIM 

Makarna Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (MÜSAD) Başkanı Nihat Uysallı da TUSAF Kongresi kapsamında düzenlenen oturumda yaptığı açıklamada Acnielsen ölçümlerine göre Türkiye makarna pazarının %60’ını, marka bilinirliğinde ise sektörün %70’ini temsil ettiklerini iddia etti. Dernek olarak hedeflerinin “Türk Makarnası” imajını güçlendirerek makarna sanayinin değer anlamında hak ettiği yere gelmesini sağlamak ve katma değerli ürün ihracatını artırmak olduğunu söyledi.

Nihat Uysallı
MÜSAD Başkanı

Makarnanın en büyük ham maddesi olan durum buğdayı ile ilgili bilgiler veren Uysallı, “Dünya durum buğdayı üretimi bu yıl yüzde 9 civarında düşüşle 31,4 milyon ton olması bekleniyor. Türkiye’de ise bu yıl durum buğdayı üretiminde verim ve ekilen alan arttı. Makarnalık durum buğdayının önemli ihracatçıların tamamında ürettim düşerken ülkemiz üretimi yüzde 14,7 artarak 4.3 milyon tona ulaştı. 2023 yılında en fazla makarna ihracatı yapılan ülkelere birim fiyat bazında bakıldığında 1003 dolar/ton ile Japonya ilk sırada yer alırken 514 dolar/ton ile Irak en düşük ihracat fiyatına sahip ülke oldu. 2023 yılında en fazla ihracat Afrika bölgesine yapılırken Afrika bölgesine yapılan ihracat toplam ihracatımızın neredeyse %55’ine tekabül ediyor” diye konuştu.

Türkiye’nin makarna üretim kapasitesi hakkında da bilgiler paylaşan MÜSAD Başkanı Nihat Uysallı, “Türkiye’nin mevcut makarna üretim kapasitesi 3.000.000 ton seviyesindedir. Halihazırda yatırım aşamasında olan, yatırımı devam eden 6-8 fabrika devreye girdiğinde 3.750.000 tona ulaşacaktır. 750 bin ton seviyesinde üretim kapasitesi artışı ile dünyanın en büyük makarna üreticisi oluyoruz. Peki buna hazır mıyız?” diye sordu.

DÜNYA TAHIL ÜRETİMİNDE 20 MİLYON TONLUK ARTIŞ

Ulusal Hububat Konseyi UHK Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar ise konuşmasında mısır, buğday, arpa, sorgum, darı ve yulaftan oluşan toplam dünya tahıl üretiminin bu yıl 20.3 milyon ton artarak 2 milyar 285.2 milyon tona ulaşacağını söyledi. Taşpınar, mısır üretiminde 8.16 milyon tonluk düşüş, buğday üretiminde ise 10.47 milyon tonluk üretim artışı olacağının beklendiğini ifade etti. UHK Başkanı Taşpınar, hububat üretimindeki riskleri; küresel sorunların giderek karmaşık hale gelmesi, iklim değişikliği, pandemi, savaş ve gerginlikler, göç, enerji maliyetleri, lojistik maliyet ve sorunları ile artan nüfus olarak sıraladı.

Özkan Taşpınar
UHK Yönetim Kurulu Başkanı

Tarımsal üretim planlaması ile ilgili konuşan Taşpınar, yeni modelin ülkemiz tarımı açısından önemli bir fırsat olup, sektörün tüm paydaşlarının desteği ile büyüyerek gelişeceğini dile getirdi. Sürdürülebilir hububat üretimi için neler yapılabileceği konusunda da görüşlerini dile getiren Taşpınar şunları söyledi:

Su yetersizliği olan havzalara dış havzalardan su getirme projeleri yeniden gözden geçirilmeli, devam eden baraj, gölet projeleri hızla tamamlanmalıdır. 

Ülkemizde her yıl yaklaşık 3,5 milyon hektar alan nadasa bırakılmaktadır. Nadas alanlarının daraltılması konusunda daha etkin programlara ihtiyaç duyulmaktadır. 

Buğdayda gelir koruma sigortasının tüm ülkeye yaygınlaştırılması önemli bir adım olmuştur. 

TARSİM Sigortasının tüm hububat ürünlerinde zorunlu hale getirilmesi gündeme gelmelidir. 

 İnsan ve hayvan beslenmesinde yoğun olarak kullanılan; yulaf, çavdar ve tritikalenin üretiminin sürdürülebilirliği açısından müdahale alım fiyatlarının arpa ile eşitlenerek açıklanması uygun olacaktır.

 Köy nüfusunun boşalmasını ve yaşlanmasını önleyecek sosyal projeler acilen etkin bir şekilde uygulamaya konulmalıdır. 

 Üreticilerin birlikler, kooperatifler halinde yenilebilir enerji yatırımları teşvik edilerek, tarımsal enerji maliyetinin düşürülmesi sağlanmalıdır. 

 ELÜS piyasasında aracılı sistem ve TÜRİB Vadeli İşlem Borsacılığı ile ilgili hedeflerin tüm paydaşların değerlendirmesi ile sağlıklı bir zemine oturtulmalıdır.

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’na (TUSAF) bağlı AUSD ve DUNSAD’ın Antalya’da gerçekleştirdiği “Hasat Sonrası Hububat Fiyatları ve Sektörel Yansımalar” Kongre alanındaki İDMA standını ziyaret ederek İDMA Fuarları hakkında bilgiler aldı. İDMA Fuar Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Ali Kalkan Bey’e selamlarını iletti. TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’a İDMA fuar takviminin bilgisini verdik. Güldal, standımızdan ayrılırken düzenleyeceğimiz fuarlar için başarılar diledi. Protokol heyeti BBM ve Değirmenci Dergilerimizin de standımızı ziyaret ederek yayınlarımız hakkında bilgiler aldı.

Anadolu Un Sanayicileri Derneği ve Dicle Un Sanayicileri Derneği ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenen hasat sonrası genişletilmiş sektör değerlendirme toplantısında Balaguer Rolls Türkiye Genel Müdürü Alpaslan Uz ve satış mühendisi Melda Karaçam ile bir araya geldik. Hem sektörün dinamiklerini hem de Balaguer Rolls’un çözümlerini ve faaliyetlerini konuşma fırsatı bulduk. 

Antalya’daki önemli organizasyon kapsamında proses otomasyonu, kontrol sistemleri ve enerji yönetimi gibi alanlarda mühendislik hizmetleri sunan Endüstriyel’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tarhan, Satış Sorumlusu Tevfik Alız ve Elektrik Elektronik Mühendisi Mert Çolak ile değerli bir görüşme gerçekleştirdik. Değirmencilik sektöründe sürdürülebilir enerji çözümleri üzerine kapsamlı bir sohbet yaptık. Sürdürülebilirlik, günümüz sanayisinin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiş durumda. Endüstriyel de bu konuda öncü bir rol üstleniyor ve şirketin, otomasyon, enerji üretimi ve tasarrufu çözümleri oldukça dikkat çekici. 


Antalya’da dünya ihracat şampiyonu un sanayicilerini bir araya getiren genişletilmiş sektör değerlendirme toplantısında, Jetmaster Genel Müdürü ve aynı zamanda başarılı bir akademisyen olan Dr. Nihat Çankaya ile görüşme fırsatı bulduk. Proses otomasyonu ve kontrol sistemleri üzerine gerçekleştirdiği Ar-Ge projeleriyle sektörde öne çıkan Dr. Çankaya, yeni tasarladığı yüksek teknolojili proses kontrol cihazlarının çalışma prensiplerini ve bu cihazların enerji tasarrufu açısından sunduğu önemli avantajları anlattı. İnovasyon ve ileri teknoloji çözümleri sektörümüz için kritik önemde. Dr. Nihat Çankaya’nın sektöre kazandırdığı yeniliklerin, un sanayicilerinin rekabet gücünü daha da artıracağına inanıyoruz.

Antalya’daki kongre alanındaki stantlarını ziyaret ettiğimiz, otomasyon sektörünün öncü kuruluşlarından Meko’nun Satış Ekip Lideri Alper Işıksal ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Alper Işıksal ile sektörün son dönemdeki gelişmelerini ve Meko’nun yeni projeleri ile hedeflerini değerlendirme fırsatı bulduk. Un, yem ve tavukçuluk sektörleri başta olmak üzere 40 yılı aşkın süredir 17 farklı sektöre endüstriyel otomasyon alanında hizmet veren Meko, yurt içi ve yurt dışında anahtar teslim elektrik ve otomasyon sistemleri çözümleri sunuyor, dijital fabrikalar kuruyor. Şirketin, 50’den fazla ülkede 3 binden fazla sistemi çalışıyor.

Anadolu Un Sanayicileri Derneği ve Dicle Un Sanayicileri Derneği’nin ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenen hasat sonrası genişletilmiş sektör değerlendirme toplantısında yer alan standımız da sektörden yoğun ilgi gördü. Standımıza ziyaret eden Stern Ingredients Turkey Satış Direktörü Özkan Kaplan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sektöre dair güncel gelişmelerden bahsederken, dergimizin içeriklerini kendisiyle paylaştık. Özkan Kaplan’ın dergimize dair olumlu geri bildirimleri ve yapıcı yorumları bizleri mutlu etti. 


Stant ziyaretlerimiz kapsamında misafir olduğumuz İstanbul merkezli Ala Gemi Acenteliği ve Gemi Kiralama Ltd. Şti’de Şirketin Genel Müdürü Abdurrazak Ölekli ve Pazarlama Sorumlusu Fulya Nuran Aşkar ile küresel gıda güvenliği açısından tahıl lojistiğinin kritik rolü üzerine görüş alışverişinde bulunduk. Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kızıldeniz’deki gerilim gibi küresel olayların, bu stratejik sektörde nasıl baskılar meydana getirdiğine dair Abdurrazak Ölekli’nin değerli görüşlerini dinledik. Bu kriz anlarında, Ala Shipping and Chartering gibi sektör liderlerinin rolü çok daha belirgin hale geliyor. Ala, Türk boğazları ve limanlarında, özellikle dökme yük ve genel kargo gemileri için sunduğu acentelik, kiralama, komisyonculuk ve gemi yönetimi hizmetleriyle sektörde önemli bir yere sahip. Çelik, maden, tahıl, kömür ve proje kargoları gibi geniş bir yelpazede kuru yük taşımacılığı konusunda uzmanlaşan şirket, tahıl ticaretinde önemli bir köprü görevi üstleniyor.


Özel Dosya Kategorisindeki Yazılar