Doçent Dr. Elif Bal Beşikçi
Çölyak Vakfı Başkanı
İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı
“Çölyak hastalığının henüz geliştirilmiş bir ilacı bulunmamaktadır. Tek tedavisi glütensiz beslenme olan bu hastalığı bir yaşam biçimine dönüştürmek için, hayatın her alanında- üniversitelerde, öğrenci yurtlarında, marketlerde, restoranlarda, okullarda, çalışma alanlarında- kısacası toplumla temas ettiğimiz her alanda glütensiz yemeğin sunulması, Çölyaklıların sağlıklı olmalarını ve diyetlerini sürdürebilmelerini sağlamak için son derece önemlidir”
Çölyak hastalığı, glüten tüketiminde bağırsaklarda hasara neden olan bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Glüten ise buğday, arpa ve çavdarda bulunan bir proteindir. Glüten içeren ürünler Türk mutfağında oldukça yaygındır ve pek çok geleneksel yemekte bulunur. Örneğin, ekmek, bulgur, makarna, börekler ve çeşitli tatlılar gibi birçok yiyecek glüten içermektedir.
Çölyak hastaları glütene maruz kaldıklarında bağırsaklarında iltihaplanma ve hasar oluşur, bu da sindirim sorunlarına ve besin emiliminde bozukluğa yol açar. Çölyak hastalığının henüz ilaçlı bir tedavisi bulunmamaktadır. Tek tedavisi ömür boyu glütensiz bir diyet uygulamaktır.
Çölyak hastalığı semptomların kişiden kişiye değişmesi teşhis edilmesini zorlaştırmaktadır. Hastalık bazı kişilerde gelişim geriliği ile semptomlar gösterirken, bazılarında kansızlık, bazılarında ise tekrarlayan ishal veya kabızlık ile kendini gösteriyor.
Teşhis edilmemiş Çölyak hastalığı kişilerde birçok yakınmalara sebep olmakta ve Çölyak olduğunu bilmeyen birey yaşadığı semptomlar için doktor doktor hastane hastane gezmektedir. Teşhis almayan Çölyaklının süreci bağırsak kanserine kadar gidebilirken Çölyak teşhisi aldığında ve glütensiz yaşama başladığında bu olumsuz tablonun tamamı neredeyse kaybolmaktadır. Sağlık çalışanlarından okullardaki öğretmenlere, anne-babalardan toplumun geneline kadar Çölyak farkındalığı arttıkça Çölyak hastalığının erken tanınması ve teşhisi artacaktır. Çölyak hastalığının teşhis edilmesi bireylerin sağlığını iyileştirirken, aynı zamanda sağlık hizmetlerine olan talebi ve dolayısıyla devletin üzerindeki sağlık yükünü azaltmaya yardımcı olacaktır.
Dünya genelinde ve Türkiye’de Çölyak hastalığının yaygınlığının %1 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Son yıllarda özellikle Çölyak hastalarının teşhisinde bir artış olduğu görülmektedir. Türkiye'de yaklaşık 1 milyon Çölyak hastası olduğu tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin önemli bir popülasyonunu oluşturan Çölyak hastaları ne yazık ki toplum tarafından bilinmemekte ve glütensiz beslenmenin önemi birçok alanda göz ardı edilmektedir.
Beslenme insanın en temel ihtiyacı olup beslenmeye ulaşma hakkı en önemli haklardan biridir. Beslenme bir lüks değildir ve temel ihtiyaçtır. Günümüzde, Çölyaklılar glütensiz beslenmeye erişmekte büyük zorluklar yaşamaktadır. Okulların kantin ve yemekhanelerinden, restoran ve kafeteryalara, üniversitelerden öğrenci yurtlarına, çalışma alanlarının yemekhanelerinden, marketlere kısacası toplumun her alanında Çölyaklılar ve glütensiz beslenme gerektiren diğer hastalık grupları için glütensiz beslenmenin sağlanması diyetin yapılabilmesi ve kişilerin sağlıklı kalabilmeleri için çok önemlidir.