“MÜSAD olarak; başta tüketicilerimizi, ürünümüzü ve güvenilirliğimizi korumak adına, hem ihracatta hem de iç tüketimde makarnada ekmeklik buğday kullanımı ile ilgili yasal olmayan bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. Hem ihracatta hem de iç tüketimde büyümesine ancak yüksek kaliteli ve markalı ürünlerle devam edebilecek sektörümüzün geleceğinin bu girişimlerle olumsuz yönde etkilenmesine izin veremeyiz.”

Nihat Uysallı
MÜSAD Başkanı
Makarna bütün toplumlarda her kesimin erişebileceği, lezzetli, doyurucu, pişirmesi/hazırlaması pratik ve kolay, uzun süre tokluk sağlayan sağlıklı bir temel gıdadır. İçeriğinde sadece durum buğdayından elde edilen irmik ve su olmasından dolayı son derece doğaldır. Toplumun bazı kesimlerinde mevcut olan hatalı algının tersine, doğru şekilde pişirilip tüketildiğinde makarna şişmanlatmaz.
Makarna üretimi oldukça sade aşamalardan ibarettir: irmik ve su karıştırılarak elde edilen hamura şekil verilir, ardından kurutulur. Üretim miktarı ve beslenmedeki önemi bakımından, buğdaydan elde edilen gıdalar arasında ekmekten sonraki en önemli ürün olan makarnaya talep, yıllar geçtikçe artmaya devam etmektedir.
Bu artışta, makarnanın sağlıklı ve besleyici olmasının yanı sıra, uzun süre bozulmadan saklanabilmesi, farklı çeşitlerde ve şekillerde tüketilebilmesi, hızlı ve kolayca hazırlanabilmesi ve ekonomik bir gıda maddesi olmasının son derece etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Durum buğdayından üretilen makarna, içerdiği karbonhidratların özelliğinden dolayı kompleks karbonhidratlı gıdalar sınıfındadır. Kompleks karbonhidratlar yavaş sindirilir, kan şekerini yavaş yavaş yükseltir. Bundan dolayı durum buğdayından üretilen makarna, glisemik indeksi (Gİ) en düşük gıdalardan birisidir; tüketildikten sonra “mide kazınması” ve çabuk acıkma hissi vermez, uzun süre tok tutar.
Durum buğdayından üretilen makarna yapışmaz, hamurlaşmaz ve tek başına sağlıklı bir yemektir.
Durum buğdayından üretilen makarnada renklendirici kullanılmaz çünkü durum buğdayında doğal olarak bulunan karotenoid ve pigmentler makarnaya has sarı rengi vermektedir. Bu maddeler ayrıca antioksidan olarak da görev yaparlar.
Türkiye’de makarna, resmi olarak Bakanlığımızın yürürlükte bulunan ilgili tebliği ve TSE’nin makarna standardı doğrultusunda “Triticum durum buğdayından üretilen irmiğe su katılıp tekniğine uygun yoğrularak hazırlanan hamurun şekillendirilip kurutulmasıyla elde edilen bir ürün” olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda ülkemizde makarna sadece durum buğdayından üretilerek tüketicilerimize sunulmaktadır.
Makarnanın durum buğdayı yerine ekmeklik buğdaydan üretilmesi durumunda, besin özellikleri ve kalitesinde önemli değişiklikler olur: stabilitesi ve dayanıklılığı azalır, rengi sarıdan beyaza doğru açılır, glisemik indeksi yükselir. Bu ürünlerin gerçek makarnaya benzemesi için de sıklıkla katkı maddeleri ve gıda boyaları kullanılır. Bu tür uygulamalar yasalarımıza göre tağşişe girer; hem tüketicileri yanıltır hem de yasalara uygun üretim yapan firmalar açısından haksız rekabete neden olur
Dünyanın farklı coğrafyalarında bazı ülkelerde, ekonomik kaygılar ya da geleneksel yemek alışkanlıkları gibi nedenlerle ekmeklik buğdaydan makarna üretimi ve tüketimi mevcut olmakla birlikte, ülkemizde başta tüketici talebi olmak üzere buna yönelik herhangi bir neden bulunmamaktadır.

Her platformda ve her fırsatta bu konudaki görüşlerimizi dile getirdiğimiz üzere; makarna son derece sağlıklı, besleyici, lezzetli ve herkesin erişebildiği organik bir üründür. Bu özelliklerini suni gerekçelerle değiştirmeye çalışmanın tüketicilerimize ve endüstrimize bir şey kazandırmayacağı gibi, dünyada oluşturmaya çabaladığımız “Kaliteli Türk Makarnası” algısına da zarar verebileceği gözden kaçırılmamalıdır.
MÜSAD olarak; başta tüketicilerimizi, ürünümüzü ve güvenilirliğimizi korumak adına, hem ihracatta hem de iç tüketimde makarnada ekmeklik buğday kullanımı ile ilgili yasal olmayan bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. Hem ihracatta hem de iç tüketimde büyümesine ancak yüksek kaliteli ve markalı ürünlerle devam edebilecek sektörümüzün geleceğinin bu girişimlerle olumsuz yönde etkilenmesine izin veremeyiz.
Bu konuda Başta Tarım ve Orman Bakanlığı’mız olmak üzere ilgili birimlerin çalışmaları olduğunu biliyoruz ve bu çalışmaları sonuna kadar destekliyoruz.