BLOG

Biyoçözümler, tüketici içgörülerini inovasyona dönüştürüyor

25 Eylül 20238 dk okuma

“Yediğimize dikkat etmek pandemiyle birlikte hızla artan bir trend. Yani tüketiciler ağızlarından önce zihinlerini açıyorlar. Tüketiciler seçimleri konusunda daha bilinçli ve doğru gıdayı yemenin en iyi ilaç olabileceğine daha güçlü inanmaya başladılar. Rakamlar gösteriyor ki, tüketicilerin %60’ı ürünün içerik listesini kontrol ediyor ve %67’si ürünlerin mümkün olduğu kadar doğal olmasını istiyor.”


Tüketicilerin bir ekmekten bekledikleri deneyimin anlamı günümüzde çok daha derin ve duyularla ilişkili. Tüketiciler, fırıncılık sektöründen iyi bir deneyim, taze bir ürün, sürdürülebilir bir üretim modeli ve marka istiyor, üstelik bunları uygun bir maliyet ile kendisine ulaşmasını istiyor. Tüm bunların yanında beslenmesi gereken nüfus baş döndürücü bir hızla artıyor. Peki hem tüketici beklentilerini hem de yaşadığımız dünyanın ihtiyacı olan verimlilik ve sürdürülebilirliği aynı anda verebilmemiz mümkün mü?

Evet. Hem tüketici beklentilerini karşılayabilir hem de dünyamızın ihtiyacı olan sürdürülebilir bir modeli inşa edebiliriz. Çözüm biyoçözümlerde!”  

Enzimlerin tüketici içgörülerine, ihtiyaçlarına uyumlanma sürecinde sektöre sağladığı faydalar saymakla bitmez. 

İlk ortaya çıktığında taşla işlenen buğday, bugün son teknoloji ile katma değerli son ürünlere uzanan bir değer zincirinin ilk halkası. 

Buğdayın ürüne dönüşürken ki yolculuğu her ne kadar maharetli ustalar, azimli gıda mühendisleri ve yaratıcı pazarlama ekipleri tarafından planlanıyor olsa da unun fırından nasıl bir mamul olarak çıkacağını asıl belirleyenler tüketicilerimiz. Unun içine girdiği unlu mamulleri şekillendiren şey tüketicilerimizin ihtiyaçları ve beklentileridir. Unun yolculuğu boyunca dönüştüğü katma değere parayı veren tüketici, dolayısıyla un da tüketicilerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre şekilleniyor. Tüketicinin ne istediğini biliyor olmak, doğru ürünü başarılı bir şekilde piyasaya sunmak için önemli.

Un pek çok şekle, kıvama ve lezzete bürünebiliyor. Peki üretilen un nelere dönüşüyor: Bazlama, pide, pita tarzı yassı ekmeklere, somun ekmeklere, keklere, farklı hamur işlerine, tatlılara, tartlara, dondurulmuş unlu mamullere, makarnaya ve noodle’a…

Tüketimin en çok olduğu üç bölge ise sırasıyla: Avrupa, Orta Doğu ve Latin Amerika… Özellikle bu bölgede uygun maliyet önemli bir eğilim ve tüketici içgörüleri ile de kesişiyor.

Unlu mamuller genelinde pazar payının en yüksek olduğu kategoriler ise paketsiz ekmek segmentleri. 

Euromonitor’un 2027 projeksiyonuna göre tüm kategorilerde büyüme öngörülüyor.