Özmen Un Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, koronavirüsün ekonomilerde açtığı derin hasarları kaleme aldı. Duayen işadamı Sabah Gazetesindeki köşe yazısında Türkiye ve diğer ülkelerin krize karşı aldığı tedbirleri değerlendirerek, “Şimdi tercihimiz elbette sağlıktan yana olmak zorunda. O nedenle de bozulan sitemler teşvik ve destek paketleri ile tamir ediliyor” dedi.
Erhan Özmen’in köşe yazısı söyle:
Tüm dünya sarsılmış durumda. Alışık olunmadık bir süreci yönetmeye çalışıyor herkes. Şu an hepimiz kayıplar artmasın, acılar çoğalmasın diye dua ediyoruz, tedbir alıyoruz.
Ancak biliyoruz ki bu süreç sona erdiğinde hayatta kalanlar için hayat hiç de kolay olmayacak. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yaşam biçimimizden, politikaya, eğitime, ekonomiye varıncaya kadar her şey yeniden şekillenecek.
Ekonomik etkiler noktasında küresel resesyon endişeleri artıyor.
Politika yapıcılar beklenen daralmanın önüne geçebilmek için gerek para gerekse maliye politikası tarafında olağanüstü tedbirler alıyor.
Salgınının ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak, kontrol etmek ya da "eskisi gibi olmayacak" öngörüsündeki değişimi sınırlandırmak için teşvik paketleri açıklanmaya devam ediyor.
- Japonya gelir kaybına uğrayan vatandaşları için 56 trilyon yen büyüklüğünde paket açıkladı.
- Almanya 750 milyar Euro büyüklüğündeki harcama paketini devreye soktu.
- ECB Başkanı Lagarde, üye ülkelerin maliye bakanlarından bir defaya mahsus olmak üzere "koronabond" ihraç etmelerini istedi.
- ABD'de 2 trilyon dolarlık destek paketi açıkladı.
- Türkiye'de TCMB 100 baz puanlık faiz indirimine gitti. Hükümet de 100 milyar TL'lik "Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketini açıkladı.
Açıklanan paketler ile temelde, gelir – tüketim- tasarruf - yatırım-üretim parçalarından oluşan ekonomi çarkındaki bozulmalar tamir edilmeye çalışılıyor.
Peki, sistem neden ve nasıl bozuluyor? En büyük hasar hangi parçada oluşuyor?
Salgın nedeniyle bazı ülkeler kısmi bazıları da tam sokağa çıkma yasağı uyguluyor. O nedenle de işyerleri ya tümüyle kapanıyor veya çalışma saatleri azalıyor. Ve çark burada bozulmaya başlıyor:
İşyerleri iş yapamadığı için para kazanamıyor, ciro yapamıyor. Bu durumda işveren zorunlu olarak çalışanlarını ücretsiz izne çıkarıyor bir sonraki aşamada da tamamen işten çıkarmak zorunda kalıyor. Ekonomi çarkının gelir dişlisi düşüyor. Gelirin düşmesi tüketimin düşmesi demek. Tüketim düşünce tasarruflar da düşüyor o zaman da yatırıma dönüşecek para olmuyor. Yatırım olmazsa üretim de olmaz. O zaman da gelir tekrar düşer. Bu döngünün devam etmesi de ekonomide daralmaya neden olur.
Dolayısıyla bana göre açıklanan paketlerde en önemli nokta istihdamı korumak olmalı. "Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketindeki Kısa Çalışma Ödeneğinin devreye girmesini bu nedenle çok önemsiyorum. Yine 6 ay anapara ve faiz ödemesiz, toplam 36 ay vadeli ve yıllık yüzde 7,5 faiz oranlı "İş'e Devam Kredi Desteğinin" ön şartının çalışan sayısını azaltmamak olması da çok önemli
Kabul etmeliyiz ki sağlığımızı korumak için evde kalırken ekonomik sistem bozuluyor. Ama şimdi tercihimiz elbette sağlıktan yana olmak zorunda. O nedenle de bozulan sitemler teşvik ve destek paketleri ile tamir ediliyor.