“Bundan 20 yıl önce endüstriyel üretim yapacak fırıncı meslektaşımız tercihini yabancı firmalardan yana kullanmaktaydı. Tercihini yabancı firmadan yana kullanmasının ana nedeni kalite idi. Fakat son yıllarda fırıncılık sektörüne üretim yapan makine firmaları devrim yaparak hem ülkemiz makine ihtiyacının % 99 a yakını karşılamaktadır, hem de ihracatta çok hızlı büyüme kat etmişlerdir. Demek ki yapabiliyoruz yeter ki ülkemiz insanı çalışsın emek versin bu da en güzel örneği.”
Selim Açık
Yönetim Kurulu Başkanı
Açıklar Un
Dedelerinin değirmencilik ve unlu mamuller üretimi mesleğine aşık, teknolojide yaşanan gelişmeleri sektörüne uygulayan üçüncü kuşak eğitimli bir sanayici. Şirketlerinin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşunda görev almış, sektörün sorunları için adeta elini taşın altına koyanlardan biri. Sizlere tanıtmaya çalıştığımız kişi Açıklar Un Yönetim Kurulu Başkanı Selim Açık. Unlu mamuller sektöründe un üretiminden, ekmek fabrikasına, fırın makineleri dış ticaret pazarlamasından buğday alanındaki lisanslı depoculuğa kadar sektörü dört dörtlük yaşayan Selim Açık bu sayımıza konuk oldu.
Selim Açık, Türkiye Ekmek Üreticileri Federasyonu Genel Başkan Yardımcılığının yanı sıra Türkiye Endüstriyel Fırıncılar Birliği’nde yönetici. Kendi aile şirketleri olan Açıklar Un ve Undane Ekmek Fabrikası’nda Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer şirketlerin de yönetim kurullarında bulunuyor.
Sayın Selim Açık, sektörün yaşadığı sorunları, pandemiyle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de fırıncılık ve unlu mamuller sektörüne artan ilgiyi, ham madde fiyatlarını ve endüstriyel ekmek üretimiyle ilgili sorularımıza içtenlikle cevap verdi.
Merhaba Selim Bey, biz sizleri tanıyoruz ama okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız? Neler yapıyorsunuz?
Un sektörü ile sanayiciliğe başlayan ailemizin şirketlerinde üçüncü kuşak yöneticiliğini yapmaktayım. Un Fabrikamız 1972 yılında faaliyete geçmiş, sonrasında Endüstriyel Ekmekçilik alanında Undane Ekmek, hayvancılık alanında Undane Süt Üretim Çiftliği, inşaat sektöründe Toyapı İnşaat, Lisanslı Depoculuk da Himmet Dede Lidaş ve son olarak Rotasel Metal şirketi ile e-ticaret ve e-ihracat şirketleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Ben bu aile şirketlerimizde yöneticilik yapmaktayım. Avanos doğumluyum. Ülkemizde bulunan birçok dernek ve vakıfta yer aldım. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Kayseri Sanayi Odası ve Kayseri Ticaret Odlarında değişik görevler alarak elimden geldiğince bilgi ve birikimimle ülkeme hizmet etmeye çalıştım. Üretmek ve çalışmak en önemli hobim.
Sizin aslında birçok şapkanız var. Türkiye Ekmek Üreticileri Federasyonu Genel Başkan Yardımcılığının yanı sıra Türkiye Endüstriyel Fırıncılar Birliği’nde yöneticisiniz. Ayrıca kendi şirketlerininiz olan Undane Ekmek Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer şirketlerinizin de yönetimini sürdürüyorsunuz. Bize ilk göz ağrınız olan Açıklar Un’un faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Açıklar un, ailemizin sanayiciliğe adımı attığı ilk göz ağrımız ve ana mesleğimiz olarak yıllardır sektörde güvenilir soyadımız ile özdeşmiş işletmemizdir. Günlük 300 ton üretim kapasitesine sahip, yaklaşık 30 ülkeye ihracat yapan, yarım asrı tamamlarken geride kalmayıp yeniliğe daima ayak uydurmuş, günümüz un sanayiciliğinde bulunması gereken tam teknolojik üretimini sağlamaya devam etmektedir. Açıklar un yarım asırdır üretime ara vermeden faaliyetini sürdürmektedir. Dede mesleğinden bizlere kalıcı etiket sağlayan işletmemizdir.
Üretimde kullandığınız teknolojiniz, üretim kapasiteniz ve ihracatınız konusunda neler söylemek istersiniz?
Fabrikamızın tam teknolojik olması; üretim yelpazemizi arttırmakla birlikte üretim kalitemizi de en üst seviyelerde gerçekleştirme imkânı sağlamaktadır. Fabrikamızın üretiminin yüksek tonajlı olması üretim maliyetlerimizin düşmesinde en büyük kozumuz olmuştur. Ülkemiz bildiğiniz gibi dünya un ihracatında daima üst sıralarda yer almış ve yıllardır da birinciliği elinde tutmaktadır. Bu başarıda bizim gibi teknoloji ve yatırıma önem veren işletmelerin emeği çok fazladır. Bizim işletmelerimizin ayakta kalması, günümüz teknolojisini takip etmesi, ülkemize döviz girişi sağlamasının yanı sıra istihdamın da artmasını sağlamıştır. Un sektörü ülkemizin ihracatta yüz akıdır. Öyle de devam etmesi en büyük temennimizdir.
Sektörün birçok alanında etkin ve sektörü dört dörtlük yaşayan birisiniz. Özellikle un fabrikanız Açıklar Un ve ekmek üretimi yapan Undane Ekmek fabrikanız var. Sektördeki bu fiyat çıkmazının sebebi nedir?
Fiyat çıkmazı demeyelim. Ama hammadde fiyatlarında oluşan dalgalanma ve artışlar, ekmek fiyatını belirleyen kamu ile ekmek üreticilerini karşı karşıya getirmektedir. Bu karşı karşıya gelinen konunun ana sebebi, girdileri artan fırıncının, serbest piyasada fiyat geçişini girdi artışına bağlı olarak hızlı bir şekilde yansıtamamasından kaynaklanmasıdır. Yani fırıncıların girdileri her gün artarak devam ederken, sattığı ürünün fiyat artışı yıllık olarak yapılıyor.
Artan un ve maya fiyatları, SGK primlerindeki artış, elektrik, su ve doğalgaz fiyatlarına yapılan zamlar, fırıncı esnafının maliyetlerini arttırıyor. Fırıncı esnafı maliyetlerden kaynaklı artışları ekmek fiyatına yansıtamıyor. Bu sorun nasıl çözülebilir?
Fırıncı meslektaşlarımıza bu konuda yazık oluyor. Yüzlerce fırıncımız sırf girdi maliyetleri arttığında, “Fiyatımı arttıramıyorsam bu sektörde hizmet veremem” diyerek çekildi. İnşallah bu uygulamaya devletimizin yetkili bakanları bir an önce çözüm bulurlar. Bulunmaz ise sektörümüzde aklı başında hesabını bilen meslektaşlarımız birer birer çekilirken sektörü bilmeyenlerin girmesiyle kalitenin de düşmesine neden olacaktır.
Un fiyatlarındaki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Un fiyatlarının değişken olmasının iki nedeni var. Birinci etken Dünya genelinde özellikle ülkemizin buğday ithalatının yüzde 95’ni gerçekleştirdiği Rusya da ve ülkemizde buğday hasat rekoltesinin düşmesi buğday fiyatlarını yakından ilgilendiriyor. Fiyat artışında etkili olan ikinci etken ise yaşanan döviz kuru hareketliği. Bu iki etken buğday fiyatının yükselmesi ya da düşmesinde asıl nedendir.
EN BÜYÜK ARTIŞ HALK EKMEK FABRİKASI ALANINDA
Fırıncılık sektörüne yönelik teknolojik gelişmeler hızla artıyor. Unlu mamul ürünlerine yönelik Türk makine üreticileri yurt içinde ve yurt dışında faaliyetlerini başarıyla sürdürüyorlar. Bu teknolojik gelişme fırıncılık sektörüne nasıl yansıdı?
Fırıncılık artık iki çeşit üretim modeline oturmaya başladı. Birinci model butik; günlük 500-1000 adet üretim yapan aile fertlerinin de çalıştığı birkaç masada müşteriye kafe hizmeti sunan model olarak gelişti. Diğeri model ise endüstriyel tam otomatik makinalar ile üretim yapan alan olmuştur. İkinci modelde Türk fırın makine üreticilerinin makinaları yeni yeni tercih edilmeye başlanmıştır. Bundan çok uzak değil 20 yıl önce endüstriyel üretim yapacak fırıncı meslektaşımız tercihini yabancı firmalardan yana kullanmaktaydı. Tercihini yabancı firmadan yana kullanmasının ana nedeni kalite idi.
Fakat son yıllarda fırıncılık sektörüne üretim yapan makine firmaları devrim yaparak hem ülkemiz makine ihtiyacının % 99 a yakını karşılamaktadır, hem de ihracatta çok hızlı büyüme kat etmişlerdir. Demek ki yapabiliyoruz yeter ki ülkemiz insanı çalışsın emek versin bu da en güzel örneği.
Türkiye Endüstriyel Fırıncılar Birliğinin üye ve yöneticisisiniz. Türkiye’de endüstriyel fırıncılık sektörü ne aşamada?
Endüstriyel fırıncılık her geçen gün büyüyor. Asıl büyüme endüstriyelde halk ekmek alanında yaşanıyor. İstanbul Halk Ekmek’in yeni fabrika yatırımı devam ediyor. Halk ekmek üretimi yapmak isteyen iller kervanına Kayseri, Malatya, Balıkesir gibi illerimizde katıldı. Adeta halk ekmek üretim tesisi olmayan ilk kalmadı diyebiliriz. Birçok ilde de mevcut halk ekmek üretim tesislerinde kapasite artırımına gidiliyor.
FİYAT TARİFESİ ZORUNLUĞU OLMAYAN ALANDA BÜYÜYOR
Özel sektörde de yeni endüstriyel ekmek fırınları kuruluyor. Ancak bu işletmeler halk tip diye tabir ettiğimiz somun ekmek üretiminden ziyade; sandviç, hamburger, roll ekmek gibi tüketimi her geçen gün artış gösteren aynı zamanda fiyat tarifesine zorunlu rayiç olmayan ekmek çeşitlerine yönelik yatırımlar yapılmaktadır. İşin bir diğer boyutu ise ulusal marketlerde yeni endüstriyel donuk, yarı donuk ve günlük pişmiş ekmek sektörüne büyük yatırımlar yapmaktadır.
Pandemi ile birlikte hijyen ve sağlık endişesi arttı. Bu Endüstriyel Fırıncılığın gelişimine nasıl etki etti?
Halkımız biliyorsunuz ilk kapanmaların olduğu dönemde neredeyse ekmeği yıkayarak yemeyi bile düşündü. Bundan açıkta satılan ekmek sektörü çok etkilendi. Hatta bazı meslektaşlarımız işlerine ara verdi. Endüstriyel üretim yaparak ürünleri ambalajlı satışa sunan firmaların işlerinde iki katı artış sağlandı. Endüstriyel üretim yapan firmaların ürünlerinin ambalajlı olması daha fazla tercih edilmelerinde büyük rol oynadı. Endüstriyel üretim yapan firmalar pazar payını büyüttü hızlı büyüme sağladılar.
EKMEK KUYRUĞUNU GÖREN FIRINCILIĞA YÖNELDİ
Son dönemde ekmek ve unlu mamul alanında faaliyet gösteren işletmelerin çoğaldığını görüyoruz. Özellikle İstanbul’un bazı semtlerinde Fırın-Kafe tarzı işletmeler hızla artıyor. Bunu ne bağlıyorsunuz?
Salgın ile birlikte devletimiz birtakım önlemler aldı. Bu önlemlerde zaman kısıtlaması, belli sayıda müşterinin içeriye alınması gibi tedbirler, fırıncı meslektaşlarımızın işletmelerinin önünde büyük kuyruklar oluşmasına neden oldu. Oluşan bu kuyruklar yeni yatırımcıları fırıncılığa yöneltti.
Pandemi de benim sektörlerim için güzel temennilerde bulunan arkadaşlarımız oldu. Ne akıllı insanlarsınız; ekmek, un, süt ve et sektörüne yatırım yaptınız bu gün durmayan sektörlerde bunlar diye. Hâlbuki bu sektörlerde çok fazla etkilendi. Benin ekmek fabrikamda işlerim yarı yarıya düştü.
Sektör dışında olan kişileri ve yeni yatırım yapacak yatırımcıyı bu fikirler fırıncılığa yöneltti. Pazarda yeni yatırımcılar butik fırın, fırın kafe ve küçük işletmelerin artmasına neden oldu. Bu yatırımı yapan yatırımcılar belki kısa vadede başarılı olabilirler ama uzun vadede başarılı olma şanslarının olduğunu düşünmüyorum.
HAKSIZ REKABETE GİRMESİNLER
Fırıncılara geleceğe güvenle bakmaları için neler tavsiye edersiniz?
Her sektörde olduğu gibi kendi işletmelerini günümüz yeniliklerine ayak uydurmaları, ulusal fuar ve organizasyonlara katılmalarını, teknoloji çağında işletmelerine teknolojiyi getirmelerini tavsiye ederim. En önemlisi de maliyetinin altında satış yapma geleneğinden de bir an önce vaz geçmelerini tavsiye ederim.
İhracatta büyük başarılara imza atan un Sektörü için neler söylemek istersiniz? Sektördeki atıl kapasitenin ekonomiye kazandırılması için neler yapılabilir?
Ülkemiz un sanayicileri 165 ülkeye ihracat yapmaktadır. Bu ihracattan dolayı ülkemiz ekonomisine 2020 yılında 1 milyar dolar girdi ile büyük katkı sağlamıştır. İhracatta lokomotif sektörlerden biridir.
Fakat ihracat yapan firmalarımızın yanı sıra atıl kapasite oranımızda çok yüksektir. İhracatımızın daha da arttırılması için atıl kapasitedeki işletmelerinde bu kervana katılması için bakanlıklarımız geniş kapsamlı AR-GE yapabilir. Çok fazla un fabrikasının binası var içerisinde makine yok. Makine parkuru çok eski olan işletmelerimiz var. Atıl kapasite sorunu çözülürse eminim sektör daha büyük başarılara imza atar.
BAKER MACHİNES İLE İHRACAT ATAĞI
Birde son dönemde unlu mamullere yönelik üretim yapan Türk makine üreticilerinin ürünlerini yurt dışı pazarlara açmak maksadıyla başlattığınız Baker Macines projeniz var. Bu projenizi anlatabilir misiniz?
Bildiğiniz üzere günümüz teknoloji çağı, artık her şey internet üzerinden alınıp satılıyor. Ülkemizde de daha çok yeni olan e-ihracat uygulaması ile aynı e-ticarette olduğu gibi 300 kilogramı geçmeyen ve parasal değeri 15 bin Euro’nun üzerinde olmayan her ürünün e-İhracatla satılması mümkün.
Sektörde bir ilk olan Baker Machines E-İhracat sitesini (www.bakermachines.com) kurmamdaki amaç, fırıncılık ve unlu mamulleri makine satışını sanal ortama taşımaktır. Ülkemizde bu sektöre yönelik çok kaliteli üretim yapan ve kendilerini ispatlamış firmaların makinalarının yurt dışına pazarlanmasını yapıyorum diyebilirim. İnşallah ülkemizde ilk olan bu uygulama başarılı olur ve sektörümüzde üretim yapan firmaların da ihracatta önünü açar. Bu yatırımımız daha çok yeni, kısa bir süre önce sitemizin kurulumu tamamlandı. Satışa yeni açıldı. İlgi çok fazla inşallah emeğimizin karşılığını alırız.
Sanırım daha çok ihracat tecrübesi ve imkanları olmayan ancak kaliteli üretim yapan firmaların ürünlerini yurt dışı pazarlara açıyorsunuz?
Evet, çok kaliteli makine üretimi olan, iç pazarda kendini kanıtlamış fakat yurt dışına satışı olmayan ya da kısmi satışları bulunan firmaların üretmiş oldukları makinaları dünya geneline pazarlamak istiyoruz. Hem üretici firma kazanacak, hem benim firmam en önemlisi de ülkemize döviz girdisi sağlayacağız.
Hangi pazarlardan bu girişiminize daha çok talep var?
Özellikle Avrupa’da var. Avrupa da işçilik kira giderleri bizim ülkemiz üreticilerinin girdilerinden çok yüksek. Avrupa da bu tarz makinaları yapan firmaların makine fiyatları çok afaki olduğundan ülkemizde üretilen makinalara da talebin çok olmasını sağlamaktadır.
AVRUPA’DA DEPO AÇACAĞIZ
Önümüzdeki döneme yönelik yatırım planlarınız nelerdir?
Baker Machines konusunda en kısa zamanda Avrupa’da bir depo açmak istiyoruz. Çünkü E-İhracatta en önemli konu yüksek navlun maliyetleridir. Avrupa’da hizmet verecek bir depo oluşturduğumuzda lojistik sorununu aşmış olacağız. İleriki dönemlerde farklı sektörlere de hizmet verebileceğiz.
Bu sorum biraz magazinsel olacak. Şirketlerinizin hepsi çok değerli ama en çok zaman geçirdiğiniz firmanız hangisi? Hangi firmanızda kendinizi daha rahat hissediyorsunuz?
Çok güzel bir soru en çok kendimi huzurlu hissettiğim işletmem Undane Süt Üretim Çiftliği. Huzur verici ortamı var. Sakin, şehir gürültüsü ve kirli havadan uzak, rahatlatıcı bir atmosfer. Ayrıca hayvanların beslenmesi, sağıma girmeleri beni çok rahatlatıyor. Sanırım yaşlılıkta bu işletmede vaktimi geçirim.
Bu kadar işin içinde bir gününüz nasıl geçiyor? Ailenize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Her pazarım aileme aittir. Bu konuda ne onlar ne de ben taviz vermeyiz. Akşamları çok geç evime geldiğimde mutlaka bir gün sonrası telafi eder erken giderim. Evimde iş konuşmayı ya da iş toplantısı yapmayı sevmem, hiçbir zaman da yapmadım. Ailesinde huzur olan her birey başarıdan başarıya koşar. Allah hiç kimseye mutsuz yuvalar nasip etmesin.
Bunların dışında eklemek istediğiniz bir şey varsa alabiliriz.
Şu konuyu eklemeden geçemeyeceğim. Türkiye çok büyük ve hızlı gelişen bir ülke. Bizim toplumumuz asil ve soylu geçmişleriyle tarihte her zaman övgüyle bahsedilen ahi Evran kültürüyle yetiştirilen esnaflarla günümüze gelinmiştir.
Lütfen bütün sanayicilerimize seslenmek istiyorum. Ahilik duygusunu kaybetmeyelim hangi ülkeye mal satar isek geleceğimizin mirası çocuklarımıza Türk malı ise kalitelidir, Türk esnafı sözünün eridir kelimelerini yerleştirelim. Geleceğimize asıl yatırımın bu olacağına inanmaktayım. Bu düşünceyi altın harfler ile yazalım.
Sizlere yayın kuruluşlarınıza çok teşekkür eder yayın hayatınızda başarılar dilerim.